Vodafone Park'ta birisi Abdullah Avcı'nın eski takımı, diğeri
yeni takımı olunca önceden tahmin ettiğim bir ilk yarı şekillendi.
Neydi bu: İki taraf da önce top bende fazla kalsın prensibi
içerisindeydi. Böyle olunca da ortaya tam bir kontrol futbolu
çıktı. Medipol Başakşehir'in takım savunması sağlamdı. Abdullah
Avcı da Bratislava maçından ders çıkarıp riskli futboldan kaçındı
doğal olarak. Bu tabloda adeta sıfır net pozisyonlu bir ilk yarı
izledik. İkinci devre Başakşehir biraz daha maça atak başladı. Daha
öne doğru oynamayı düşündüler. Ve skor avantajını buldular.
Sonrasında Beşiktaş'ın iyice morali bozuldu. Artık bütün kontrol
Başakşehir'deydi.
Beşiktaş artık mecburen risk de alıyordu. Ama Başakşehir atak
girişimlerinde kolay hatalarla ikinci golü bulamadı. Epureanu'nun
da gereksiz neden olduğu penaltıyla denge geldi. Puanlar
paylaşıldı.
Beşiktaş'a baktığımız zaman nihayet Burak'a kavuşmuşlardı ama tabii
ki ciddi maç eksikliği vardı. Ljajic fizik açıdan düşüktü. Çok
korkulan stoperler Gökhan ve Necip görevlerini beklenenden daha iyi
yaptılar. Caner de görevini yapan isimlerden biriydi.
Hücum girişimlerinin odak noktasını ise N'Koudou teşkil ediyordu.
Başakşehir ise skor avantajından sonra pozisyonları
değerlendiremeyen ve gereksiz yaptıkları penaltıyla galibiyeti
kaçıran taraf oldu. Bu maçta Okan Buruk'un en büyük doğrusu gerçeği
nihayet teşhis edip, fizik açıdan yetersiz yıldız oyuncularının
hiçbirine kadroda yer vermemesiydi. Ben kafasında hep tilkiler
olduğu için Suat Arslanboğa'yı hiç beğenmem. İlk devrede bundan
bolca örnekler sundu. Koluna vuran Ljajic'i atamadı. Devre sonunda
da Başakşehir'de Gulbrandsen gole giderken, Douglas tarafından
düşürüldü.
Bariz gol şansıydı. Net kırmızıydı. Ama faulü ters verip, VAR'dan
da bir uyarı gelmesin diye anında devreyi bitirdi.