Bana göre bu haftanın en ilginç olayı hem G.Saray'ın, hem de F.Bahçe'nin eşyanın tabiatına aykırı takım kadrolarıyla çok kritik maçları kazanmaları oldu... Fatih Terim'in kadrosuna bakalım. Orta saha tertibi; Donk-Ndiaye-Emre. Geçen sezon Donk, Terim'le oynamaya başladığında Ndiaye devre arasında İngiltere'ye gitti. İkisi de birbirlerinin özelliklerini bilmiyor. Emre de ne Donk'u ne de Ndiaye'yi tanıyor. İleri uçta Rodriques, geçen sezon Sinan ve Eren ile çok az oynadı. İlaveten genç Ozan ilk defa en kritik görev yerlerinden biri olan tandemde. Bu kadro ile 4'te 4'le Türk Telekom Stadı'na gelen Kasımpaşa'yı yendi Galatasaray. Gelelim F.Bahçe'ye... Orta sahada Mehmet Topal, Jailson, Benzia'dan hiçbiri birbirini tanımıyor. İsmail'in uzun maç eksiği var. Operasyondan çıkmış Aatif, Mehmet Topal hariç, ne orta sahası ne de forveti birbirini tanıyor. Ve F.Bahçe bu kadroyla namağlup Konya'yı yendi. Tabii ki bu durum futbol mantığıyla bağdaşmıyor. Ve futbolun cazibesi de burada. Her iki maçta da bazı detaylar ile Kasımpaşa ve Konya'nın hataları sonuçları ortaya çıkardı.
*** VAR bize çare
olmaz
Futbol dünyada çok büyük sanayi haline geldi. Günümüzün gittikçe
artan mücadelesi ve temposuyla, dünyanın en iyi hakemlerinin dahi
ciddi hatalar yapmaması mümkün değil. Bu tip hatalar da takımların
kaderlerini belirliyor. Futbolun alışılmış ruhuna aykırı gözükse de
çok büyük bir kesim 'VAR' uygulamasının kaçınılmaz olduğunda
birleşti. Dünya Kupası'nda 'VAR' çok önemli hataları düzeltince
hakemlerin hemen hemen hiç eleştirilmediği bir şampiyona oldu. Bu
canlı örneğe rağmen bizde hakemlere dünyada benzeri olmayan
baskıdan dolayı, 'VAR' uygulamasının fazla olumlu bir değişiklik
yapmayacağı görüşündeydim. Nitekim daha ilk 5 haftada bu tahminim
doğru çıktı. Bilhassa büyüklerin aleyhine olan durumlarda hem
futbolcular, hem de teknik direktörler yoğun itirazlar
yapıyorlar....