Anderlecht bu sezon değişime uğramış, genç bir kadroya sahip...
Maç başladığında kısa sürede gördük ki Anderlechtli futbolcular
çabuk, cesur ve kolektif oynamaya çalışıyorlar. Bu tip bir takıma
karşı öncelikle geride alan daraltmak şarttı çünkü Fenerbahçe
oturmamış kadrosuyla korakor oynayamazdı. Rakip ataklarda doğru
taktikle, takım halinde topun arkasına geçerek boşluk
bırakmıyorlardı ama Anderlecht çok organize bir golle skor avantajı
yakaladı. Hemen arkasından Frey golü kaçırınca işin zorluk derecesi
artmıştı.
Bir de buna ikinci yarı başında yenen ikinci gol eklenince artık
yeni bir kabus gecesi başlamak üzereydi. Hiç beklenmedik anda
imdada Gerkens yetişti. Santra çevresinde hiç çevre kontrolü
yapmadan kaleciye geri pas vermek isterken Frey'e asist yaptı.
O gol Fenerbahçe'ye bir anda moral depoladı. Genç rakibe de
tedirginlik getirdi ve de Hasan Ali ile skor dengelendi.
Sonra Fenerbahçe tekrar geriyi kapatarak, kontrollü oynayarak skoru
korudu.
Bu beraberlikle Spartak Trnava'nın da evinde Zagreb'e yenilmesiyle
Fenerbahçe gruptan çıkmak için avantaj elde etti.
Gelelim Cocu'ya... Ligdeki kötü gidişe rağmen hala yanlışlarında
ısrar ediyor.
Defalarca vurguladım, dünyada artık çift santrforla maça başlayan
takım yok. Artı, uyum süreci yaşıyorum diyor. Önceleri 5'er adam
değişik takım tertipleri çıkarıp bu konuda çelişki yaşıyordu.
Trnava maçıyla birlikte 3'lü defans fikri ortaya çıktı. Halbuki
Fenerbahçe takımı 3'lü defansa alışık bir takım değil. 4'lü defans
uygulamasında da Neustadter ile Skrtel bir uyum yakalamıştı.
Şimdi bunların arasına Reyes'i alarak üçlüye dönmek hiç de akılcı
değil. İlk gol de bu üçlünün uyumsuzluğundan kaynaklandı.