Galatasaray Şampiyonlar Ligi'nin ilk sınavında müthiş seyirci
desteğiyle maça çılgın bir başlangıç yaptı. İkinci ve üçüncü
bölgedeki etkili takım presi, yüksek tempo, sınırsız enerji ve
dikine hızlı ataklar... Devre ortasına kadar Lokomotiv Moskova topa
sahip olamazken 2-3 pas dahi yapamıyordu. G.Saray erken bir skor
avantajı yakaladı. Bu baskıda ikinci golü de her an bulabilirdi.
Ama 21. dakikadan sonra rüzgar terse döndü. İlk organize ileri
çıkışında Lokomotiv pozisyon yakaladı. Ardından da devre sonuna
kadar kanatları da iyi kullanarak oyunu domine ettiler. 3 kere de
önemli pozisyonlar yakaladılar. Bu bölümde G.Saray hücuma hiç
çıkamadığı gibi, savunma güvencesini de oluşturamıyordu.
İkinci yarı da bu görüntüde başladı ama kısa süre sonra yine saha
içi dengeler tamamen değişti. Aniden G.Saray oyuna ağırlık koydu.
Lokomotiv pasif bir duruma geçti ve G.Saray'ın hücum girişimlerinde
ciddi bir etkinlik başladı. Sonra da Eren'den fantastik bir frikik
golü geldi. Selçuk'un penaltısı da işi bitirdi. Şampiyonlar Ligi'ne
grup dengeli olduğundan alınan 3 puan büyük önem taşıyor.
G.Saray'da dün herkes elinden geleni yaptı ama öne çıkan bir
numaralı isim olan Ndiaye ne yazık ki ikinci sarıdan kızardı. Hiç
de gereği yoktu. Rodrigues ve Nagatomo da sahanın diğer en
iyileriydi. Rodrigues G.Saray'ın en önemli hücum silahı olduğunu
bir kere daha belgeledi. G.Saray'da hem kadro yapısından hem de
Terim'in genel oyun felsefesinden kaynaklanan bir eksiklik var. O
da; kontrol futbolunun yetersiz oluşu. Ama günümüz futbolunda buna
ihtiyaç var. Bilhassa Avrupa kulvarında.