Galatasaray, kendi sahasındaki alışılmış oyunu karşı alana yıkma
stratejisi ile maça başladı. İlk yarı seyretmeyenlerin tahmin
etmeyeceği kadar ilginç geçti. Galatasaray, çok yetersiz saha içi
organizasyonuna rağmen ilk yarım saatte 4-5 gol atabilirdi. Çünkü
Erzurumspor gol yemek için istemdışı elinden geleni yapıyordu.
Kaleci de dahil olmak üzere defans bloğundan çıkışlarda üst üste 4
defa topu rakibe verdiler.
Ama Galatasaray bunların hiçbirini değerlendiremedi.
Bu yarıda kanatları çalıştıramadılar, olgun ataklar
geliştiremediler.
İkinci yarıda Galatasaray vites yükseltti.
Rakibi yoğun baskı altına aldılar. Bu yarıda Erzurumsporlu
futbolcular ilk devredeki gerideki ciddi top kayıplarını yapmadılar
ama Galatasaray sahayı genişleterek etkili ataklar geliştirdi.
Bekler de kanat bindirmelerine ağırlık verdi. Ama bekledikleri gol
kornerden geldi. Üstelik Maicon'un vurduğu kafada ön direği almayan
Erzurumlu defans oyuncularının ve kalecinin ciddi hataları vardı.
Golden sonra Galatasaray, riskli anlayışı bıraktı, Erzurumspor da
hücum girişimlerine başladı. Plan-program yoktu ama yine de tehlike
yarattılar. Serdar ve Maicon zamanında müdahalelerle tehlikeli
atakları önledi. Sonuçta Galatasaray olumlu futbol sergileyemediği
90 dakikada zor da olsa 3 puanı kazandı. Ama Porto maçı öncesi çok
ciddi saha içi rahatsızlıkları olduğu açıkça görüldü.
Rodrigues ilk yarıda sahada yoktu, Eren ise 90 dakika... Mariano da
eski formundan uzak idare ediyor. Ömer Bayram ise her zaman Fatih
Terim'in rahatlıkla kendisine görev verebileceğini gösterdi.
Futbolcular iyi niyetle mücadele etse de Erzurumspor'un bu kadrosu
Süper Lig için çok yetersiz..
Mehmet Özdilek'in işi çok zor.