A Milli Takımımız, Soçi'de olumsuz bir futbol sergileyerek
grupta birincilik şansını tamamen yitirdi. Yeri geldikçe
vurguluyorum: Önemli bir galibiyeti göklere çıkarıyoruz, kaybedince
de en ağır bir şekilde eleştiriyoruz. İsveç ve son Rusya
maçlarından sonraki yorumlar tam da bu yaklaşımdaydı. Bu yüzden de
gerekli teşhisleri yapamıyoruz. Tek tek özel yetenekli
oyuncularımız var ama birlikte doğru oynama konusunda ciddi
sorunlar yaşıyorlar. Kolay gol yiyoruz, zor gol atıyoruz. İsveç
maçı bir istisna... Takım savunması üst düzey olan İsveç karşısında
0-2'den müthiş bir geri dönüş yaptık ama devamı gelmiyor.
Senelerdir de böyle... EURO 2008'de grupta İsviçre, Çek Cumhuriyeti
ve çeyrek finalde Hırvatistan maçları gibi. Başka bir örnek EURO
2016'ya direk katılma maçlarımız.... 2018 Grup Elemeleri'nde, Dünya
Kupası'nda final oynayıp ikinci olan Hırvatistan'ı yenmemiz gibi.
Olumsuz istikrara bir örnek daha vereyim: EURO 2008 Elemeleri'ne
4'te 4 ile başladık. Üstelik en ciddi rakibimiz Yunanistan'ı
deplasmanda farklı yendik. Bundan sonra Malta dahil 12 puan
kaybettik. Ve kaderimiz Norveç deplasmanındaki mutlak galibiyete
kaldı. Onu başararak EURO 2008'e katılma şansı elde ettik.
TEKNİK OLARAK ÇOK EKSİĞİZ
Rusya karşısında Mehmet Topal hariç ilk 11, Lucescu'nun kafasındaki
ideal tertipti. Ama dikkatli bir analiz yaparsak ne kadar ciddi
eksiklerimiz olduğunu görürüz. Mahmut Tekdemir ve Okay Yokuşlu,
fiziki açıdan güçlü, ikili mücadelelerde başarılı ön liberolar
ancak organizasyon ve ileriye servis açısından yeterli değiller.
Oğuzhan Özyakup'un da fiziki gücü ve devamlılığı Avrupa kulvarı
için çok yetersiz. Üstelik yapısı 10 numara formatına uygun değil.
Bu bölgede bir önemli sorun da üç orta saha oyuncumuzun da adam
eksiltme özellikleri yok. İleri uca baktığımızda Cenk Tosun, öne
oynayan santrfor tipi. En önemli silahımız Cengiz Ünder ama ortam
ona uygun değil. Cengiz'in başarılı olması için orta saha
organizasyonunun iyi olması ve de santrforun sırtı karşı kaleye
dönük oynama özelliği olması gerekir, Roma'daki Edin Dzeko örneği
gibi. Cenk kesinlikle sırtı dönük oynamayı bilmiyor. Bu yüzden de
Cengiz'in beklenen önemli aksiyonlarını yapması tesadüflere
kalıyor. Hakan Çalhanoğlu'nun da sıfıra inme özelliği yok. İşte
bunlar, teknik eksikliklerimiz. Oyuncularımız çok iyi niyetli
mücadele etmeye çalışıp koşsalar da fiziki olarak da Avrupalı
rakiplerden gerideyiz. Son örnek Rusya... Bizden 7 kilometre fazla
koşmuş!