* Çocuklarınız tıpkı size benzemeye başladılar, siz onlardan
hoşlanmıyorsunuz ama torunlarınız harika şeyler. Değil mi?
...
* Dışarı çıkmak çok güzel ama evi bulup dönmek ise “Harika..”
...
* İnsanlar size “Çok iyi görünüyorsunuz” dedikten sonra bir de
yaşınızı söylüyorlar..
...
* Tren, sinema, uçak, otobüs yarı fiyatına ama sizin bunlara
ayıracak gücünüz yok..
...
* Bütün isimleri unutuyorsunuz, ama kimse de buna bozulmuyor..
...
* TV karşısındaki koltukta yatağınızdan çok daha rahat
uyuyorsunuz..
...
* Eskiden çocuklarınızın evlenmeleri için dua ederdiniz, şimdi ise
ayrılmamaları için..
...
* Eşinize “Gece arkadaşlarla yemeğe gidiyoruz, merak etme...”
dedikten sonra en geç gece 9’da evde oluyorsunuz..
...
* Herkes birbiriyle nedense “fısıldayarak” konuşuyor..
...
* Okuduğunuz kitapta 100’üncü sayfaya gelince o kitabı daha önce
okuduğunuzu hatırlıyorsunuz..
(...Hüseyin Okur yorumu)
Öğrendim ki;
“-Barış denen şey koca bir balonmuş... Çok şişirirsen patlıyor,
elinden bırakınca uçup gidiyor...”
İtirafım var
(...isim: yavuz tekin ...şehir: rize ...yaş: yirmi beş)
İtiraf değil ama komik bir sahneydi Rize’de gördüğüm tabela...
Lüks bir evin kapısına köpek tabelası konmuş ve tabelada aynen
şöyle yazıyordu;
“-İki tane köpek var, biri ısırabilir...”
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)