“Yalnızca ismini bilmediğimiz bir gözlemci bir gün faşist İtalya’nın büyük bir gazete gibi, hatta büyük bir yayımcı tarafından yönetildiğini söylemişti: Her gün bir fikir, rekabet, sansasyonlar, maharet ve okurun toplumsal yaşamının orantısız derecede belli kaba saba cephelerine ısrarla ve akıllıca yönlendirilmesi, okurun idrakinin sistematik olarak çarpıtılması ve bu yolla belli pratik amaçlara ulaşılması. Özetle, faşist rejimler reklam rejimleridir.”