Çankaya Belediyesi'nin Ahlatlıbel'deki Tesisleri masa kurulup,
rol dağıtılan bir merkeze dönüştü. 6'lı Masa'nın temelleri orada
atıldı. Ekrem İmamoğlu'na ayar orada verildi. CHP ile İYİ
Parti arasındaki krizi çözüm denemesi de orada gerçekleşti. Ve
önceki akşam bir kez daha görüldü ki... Esasen 6'lı Masa diye bir
şey de yok. Var olan, 2'li Masa ve diğerleri. Yani
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Dostlarımızla
iktidar olacağız" söylemi ve bunun arkasına takılan İP Genel
Başkanı Meral Akşener söz konusu. Haliyle iktidar
mücadelesi de bu iki partinin üst yönetimi ve sözcüleri arasında
geçiyor. Meseleye, sosyal medya yerleşik aktörler de ikbal
bekledikleri parti veya adaya göre müdahil oluyor! Karşılıklı
atışmanın dozu artınca, kulak çekme polemiği tırmanınca, iki genel
başkandan biri, diğerinin evinin içine karışınca, tüm ilkeler
askıya alınıyor, siyasal bilek güreşinin masası ve kuralları
öncelik haline geliyor.
Öyle karmaşık senaryolara da gerek yok kanımca...
Cumhurbaşkanlığı adaylığından feragatini beyan eden Sn. Akşener,
Masa'nın cumhurbaşkanı adayını belirleme gücünü elinde tutmak
istiyor. İki belediye başkanı arasında gidip
geliyor... "İmamoğlu mu, Yavaş mı?" diye bakıyor.
Ekrem Bey'i önde tutup, Mansur Bey'i yedekte bekletiyor.
Ama "Kemal Bey'e razı olduğunu ima
dahi etmiyor!" Kemal Bey'in kafasında da kırk tilki
dolaşıyor. Kendisini aday ilan edecek aşamaya kadar getiriyor,
Lâkin... Meselâ, "Ali Babacan da neden ortak aday
olmasın ki?" diye içinden geçiriyor. DP, Deva, GP ve SP
ise cumhurbaşkanlığı yarışından çekileli çok olmuş gibi
davranıyor.
"Nasılsa bir hükümet programı hazırlanacak. Nasılsa seçilecek
cumhurbaşkanı Masa'nın sözünü dinleyecek. O halde... Biz,
önce milletvekili listelerine, bazı illerde ortak aday
belirlenmesine ve sonrasında Kabine
dengelerine odaklanalım" deyip, zamana oynuyorlar.
Netice olarak...
Farklı görüş ve düşüncelerin yan yana geldiği 6'lı
Masa, demokratik bir harmandan ziyade, kaotik
siyasal bileşimden kurtulamıyor. Ve bu terkip, dışarının
etkisi olmasa da giderek toksik karakter kazanıyor.
Nitekim... Akşener'in, "İkili Masa'daki sıkılı yumruğu
da... Ya bir elimdekini ya da diğerini seç. Ya dayatırım ya
da dağıtırım" şeklindeki duruşu da mevsimsel gribin
çok ötesinde Meral Hanım'daki sıkıntıyı teyit ediyor. "Meral
Akşener nezle/grip olursa Masa zatürre olur" tezi yine
doğrulanıyor. Ve bu kadar "nanemolla politik birlikten
ne çıkacağı" ise milletin ferasetine kalıyor!