977'nin yazıydı. Yazlık sinema yılları. Dönemin ünlü sanatçıları turneye çıkardı. Küçük kasabalarda bile günler öncesinden konser afişleri asılır, posterlerle donatılmış megafonlu araçlar, sokak sokak dolaşır, sanatçıların tanıtımını yapardı.
Babamın görevi gereği Susurluk'ta idik. O günkü şartlarda, memur
imkânları ile bu konserlerin bazılarını izlememizi sağlardı.
Küçüktük. Çocuk aklımızla, yazlık sinema ortamı bize cazip gelirdi.
Sezen Aksu kasetlerinin çıktığı, onun parladığı dönemlerdi. "Şimdi
Bana Kaybolan Yıllarımı Verseler" şarkısı dillerdeydi. Şarkının
sözlerindeki manayı henüz bilemezdik ama çevremizde bu tür
şarkılardan etkilenen, aşkını uzaktan yaşayan gençlere dair
hikâyeler duyardık.
Derken yıllar yılları kovaladı. Sezen Aksu'yu bu kez Ankara'da,
Sezen Okulu'ndan mezun isimlerle aynı sahnede izleme fırsatım oldu.
Sezen Aksu, Aşkın Nur Yengi,
Sertap Erener ve Yıldız Tilbe...
Sezen'i Sezen yapan unutulmaz şarkıların yıllarıdır 1980'lerin
sonları ve 1990'lar.
Ama benim için Aksu'nun Türk sanat müziği yorumları bir başka
güzeldir. Siyah beyaz yılların TRT'sinde Hamiyet Yüceses'in,
kendisini tepeden tırnağa süzdüğü o sahne hâlâ gözümün önündedir.
1978 TRT Arşivi'nin değerli bir kesitidir bu program...
"Zulmetle ayrılık bestesi yapan, Beni düşünceye salan geceler..."
Hele "Geceleeeerrr" diye devam eden gazel bölümü yok mu? İddia
ediyorum,Yüceses'ten de daha etkili ve uzun soluklu icra
edilmiştir. Bir nefese sığan o ses, o yorum eşsizdir.
Söz: Aslan Tunçata. Beste: Selâhattin Altınbaş... Ve o muhteşem
Hüzzam şarkı... Sezen'den dinlemediyseniz bir şeyler eksik
kalır.
"Dilimi bağlasalar anmasam hiç adını
Gözümü dağlasalar görmesem hiç yüzünü
Elimi bağlasalar tutmasam ellerini
Silemezler gönlümden ne aşkını, ne seni"