Asrın felaketinin vurduğu il ve ilçelere bizzat gidince, sahadan
etkileyici olduğu kadar dikkat çekici izlenimler de ediniyorsunuz.
Örneğin Antakya'daki afetin artçı şoklarından birinin de
"nüfus ve nüfuz dengesinin
korunması" olduğunu yazdık. Cumhurbaşkanımız
Tayyip Erdoğan da depremden sonra ikinci kez
gittiği bu güzide ilimizde, "Demografik yapının
bozulmasına asla müsaade etmeyiz"
mesajını verdi. Devletin zirvesindeki bu duyarlılık, Atatürk'ün
mirası Hatay'ın geleceği için bir teminat elbette!
Şimdi değineceğim konu ise "beşeri
sermaye" ile ilgili.
Deprem yaşayan illerden zorunlu olarak başlayan göç trafiği, bu
şehirlerimizdeki "nitelikli insan kaynağı açığı"
açısından kaygı yaratan boyutlara ulaşmak üzere. Hem beyaz hem de
mavi yakalı nüfusun kentlerden ayrılması yakın gelecek için başlı
başına bir sorun. Doktorundan mühendisine, ustasından teknikerine
kadar kilit personelin batıya doğru akın etmesi, depremin sosyal ve
ekonomik dokudaki tahribatını giderme gayretlerini sekteye
uğratabilir! Yeniden ayağa...