G-20 toplantısı için Arjantin'e giden Hazine ve Maliye Bakanı
Berat Albayrak, "yeni ekonomik programın çerçevesi, yeni iletişim
stratejisi ve Türkiye ekonomisinin geleceğine" dair önemli
açıklamalarda bulundu. Albayrak...
G-20 toplantısı için Arjantin'e giden Hazine ve Maliye Bakanı
Berat Albayrak, "yeni ekonomik programın çerçevesi, yeni iletişim
stratejisi ve Türkiye ekonomisinin geleceğine" dair önemli
açıklamalarda bulundu. Albayrak zirveyi izleyen gazetecilere,
"Piyasalarla kavga ederek değil, 'kazankazan' ilişkisine dayalı
güçlü bir iletişimle yürüyeceğiz. Piyasa dinamikleri uyumlu, reel
iktisadi hayatın gerçekleriyle uyuşan bir şekilde, küresel finansal
sistemle koordineli yol alacağız" dedi.
Yeni dönemin anahtarını "Uyum" olarak tanımlayan Albayrak,
piyasalardan sade vatandaşa kadar geniş bir çevrenin merak ettiği
konularda şu mesajları verdi: EYLÜLE KADAR YENİ
PROGRAM: Eylülü bulmadan sadece Kalkınma'nın, Hazine'nin ya da
Merkez'in değil, tüm bankaların, reel sektörün, finans
çevrelerinin, akademinin de içinde olduğu, bugüne kadar olmadığı
kadar gerçekçi, güçlü ve sağlam alt başlıklarıyla desteklenmiş bir
programı paylaşacağız. Burada gerçekçiden kastımız, küresel
dinamiklerdeki değişikliklere, sınamalara, çok daha sağlam bir
temelle yaklaşan bir program. ETKİLİ İLETİŞİM:
Aynı hedef doğrultusunda, hızlı, eşgüdümlü bir iletişim
stratejisini hem kamu hem özel tüm paydaşlarla uygulayacağız.
Kimse, kimseye fikrini zorla kabul ettirmek noktasında değil. Biz,
kendi tezimizi doğru üslupla, rasyonel gerekçelerle ifade edeceğiz.
Türkiye, reyting kurumlarıyla ilişkiden tutun bankalara ve
yatırımcılara kadar çok geniş perspektifte herkesle güçlü stratejik
plan çerçevesinde iletişimi çok kuvvetli şekilde sürdürecek. UYUM VE EŞGÜDÜM:
Bu dönemin anahtar kelimesi "uyum" olacak. FİK'i (Finansal İstikrar
Komitesi) topladık. Çok farklı bir yapıyla ismini de değiştirerek
haftalık olarak benim başkanlığımda toplanacak. Tüm paydaşların
eşgüdüm içinde katkısını sağlayacağız. Para politikasını maliye
politikasından, maliye politikasını enflasyon politikasından ayırıp
yönetmeye çalıştığınızda, uyumdan ve ortak hedefe ulaşma noktasında
başarıdan bahsetmeniz çok zor. GÜNLÜK REFLEKSLE
YÖNETİM YOK: Görev süremiz ne kadar olur bilinmez tabi ama biz bu 5
yıllık dönemin bir stratejik planlamasını yapacağız. Bu süreçte
günlük yaşayan, anlık gelişmelere takılan bir yaklaşım
görmeyeceksiniz. Ekonomi, gündelik reflekslerle değil insanlara
güven vererek yönetilmesi gereken bir süreç. PİYASANIN ÖNÜNDE
OLACAĞIZ: Bakanlığımız döneminde hiçbir zaman bize bağlı konularda
piyasanın gerisinde olmayacağız. Piyasanın önünde olacağız.
Siyaset, toplumun önüne hayal koyar, vizyon koyar, proje koyar,
gelecek koyar, ümit koyar. Artık bahane yok. Piyasayla kavga ederek
değil, kazan kazan ilişkisine dayalı güçlü bir iletişimle
yürüyeceğiz. Açık ve şeffaf olacağız. EKİP ÇALIŞMASI:
Yeni dönemin çalışma yöntemini çok daha güçlü ve dinamik bir bakış
açısıyla kurgulayacağız. Özel sektörden profesyonellerle
desteklediğimiz güçlü bir ekiple yürüteceğiz. Bu ekibin yanında her
konu ve alanda oluşturacağımız dar ekiplerle çok daha aktif ve
sonuç odaklı bir süreç yönetimi uygulayacağız. DİNLEME SÜRECİ:
Yeni dönemin altyapısını kurduktan sonra tüm paydaşları dinleme
süreci başlatacağız. Akademik camiayı, ekonomi yazarlarını,
medyadaki isimleri periyodik toplantılarla dinleyeceğiz. Akıllı
olan aklını daha akıllı olan başkalarının da aklını kullanır.
Herkesin aklını kullanmak lazım, herkesin aklına ihtiyacımız var.
Tüm paydaşların uyumu, koordinasyonu, iletişimiyle, üzerine koya
koya gittiğimiz çerçevede güçlü fotoğraf çıkacak. SOMUT GELİŞMELER:
Kademeli olarak BDDK, SPK, Hazine ve Maliye başta olmak üzere,
ekonominin sac ayaklarına yönelik somut gelişmeler yaşanacak. Arzu
ettiğimiz koordinasyon ve etkinliğin sağlanmasına yönelik adımlar
atılacak. 3 aylık bir süreçte yeni fotoğrafı ortaya koyacağız. YENİ PROGRAM İÇİN
3 ADIM: Adımlarımızın nasıl olacağı belli. 1- Mevzuatdüzenleme.
2-Cumhurbaşkanlığı kararnameleri. 3- Meclis'teki yasal
düzenlemeler. Birincisine temmuz, ağustos içerisinde başlayacağız.
Kararnamelerle ilgili de ağustos, eylüle kadar ilk atacağımız
adımları netleştireceğiz. OVP netleştikten sonraki Meclis açılır
açılmaz yasal düzenlemeleri haiz paketi çıkarmaya çalışacağız. EKONOMİ
DİPLOMASİSİ: Yeni dönemde çok boyutlu bir ekonomik diplomasi
başlatacağız. Doğu'dan Batı'ya herkesle bu diplomasiyi yürütmemiz
lazım. Biz, piyasa dinamikleri uyumlu, reel iktisadi hayatın
gerçekleriyle uyuşan bir şekilde, küresel finansal sistemin
tamamıyla koordineli ve güçlü bir diplomatik iletişimle çok daha
sağlam yürüyeceğiz. BÜYÜME Mİ
ENFLASYON MU: Fiyat istikrarı ve büyüme birbirine alternatifi
değil. Tabii ki önümüzdeki süreçte daha gerçekçi ve sağlam
ilerleyeceğiz. Birbirini tamamlayacak şekilde başaran örnekler var.
Ayakları yere sağlam basan ve sürdürülebilir bir büyüme trendini
yakalamayı hedefliyoruz. ENFLASYONDA
HİSSEDİLİR DÜŞÜŞ: Son 1-1.5 yılın dalgalanma süreci enflasyon
üzerinde geçişken bir etki oluşturdu. Güçlü adımlarla enflasyonda
hissedilir iyileşmeyi sağlayacağız. Para politikaları, maliye
politikaları, harcamalar ve likidite politikaları kapsamında,
enflasyonla mücadele çok daha uyumlu ve koordineli bir şekilde
seyredecek. Türkiye'nin bir daha bu dalgalanmaları, bu şokları
yaşamaması için kısa ve orta vadede bu mücadelenin altyapısını
güçlü şekilde kurgulayacağız. VERGİDE DÖNÜŞÜM:
Dolaylı vergi yükünün biraz daha dengelendiği, vergi tabanının
genişletildiği, reel ekonomi çerçevesinde sürecin oluşturulduğu,
performans ve denetim mekanizmalarının tesis edildiği bir dönemi
göreceksiniz. Gelir tarafında da bedelli, imar ve vergi barışı ile
önemli bir konsolidasyonu sağlayacak, maliyenin kendi içinde de
performans modeli uygulayacağız. DERİNLİKLİ SERMAYE
PİYASASI: Güçlü ve kaynak çeşitliliği ile derinleştirilmiş bir
sermaye piyasası hedefliyoruz. Enstrüman ve ülke çeşitliliği ile
sektörel manada oluşturulabilecek fon çeşitliliği için güçlü
adımlar atacağız. Son 15 senede hep belirli dönemlerde nedense hep
aynı dalgalanmaları, benzer şeyleri yaşadığımız süreçler oldu.
Türkiye'nin bir daha bu viraja girmemesi için tüm altyapıyı güçlü
bir noktaya taşıyacağız. Ekonomide hep yedek planlarınız olmalı,
enstrüman çeşitliliğini ve sermaye piyasanızda derinleşmeyi
sağlamalısınız. ÜRETİM EKONOMİSİ:
KDV konusu başta olmak üzere farklı konularda çalışmalar başladı.
Biz bir genel bütçe kalemleri içerisinde reel sektörün hayatını
idame ettirdiği yaşam alanlarıyla alakalı bir kısıtlama,
sınırlamadan ziyade üretim ekonomisini destekleyecek bir sistemsel
dönüşümün adımlarını atacağız.
BAŞKA ÜLKE OLSA AYAKTA KALAMAZDI
BELİRSİZLİK
ALGISINA SON: Likidite açısından bakıldığında, vadeyi uzatacağımız
bir planlama yapacağız. Süreçleri anlamaya çalışanların,
belirsizlik endişesi olanların tamamının beklentilerini bu güçlü
iletişimle karşılayacağız. Ama Türkiye'ye karşı operasyon olarak
değerlendirilecek süreçlere girenler için şunu söylüyorum: Kaybetme
pahasına, zarar etme pahasına bir girişim olur onlar için.
ART NİYET ARAMIYORUM
EKONOMİMİZ SAĞLAM:
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve ekonomisi dünyadaki piyasalar
içerisinde en sağlam, güçlü temellere sahip ülkelerden biri.
Türkiye'nin son 3-5 senede yaşadığı ekonomik ve finansal
saldırıları dünyadaki herhangi bir ülke yaşasaydı ayakta kalamazdı.
Dolayısıyla, Türkiye için algıolgu olayını bir kenara koyuyoruz.
Hakikatin algı olduğu bir sürece doğru gidiyoruz. SPK'NIN KARARI:
Piyasada oluşabilen değerin yerli yatırımcı şirket sahipleri
tarafından alınabilmesi mantığıyla yaptığını düşünüyorum. Ama
içeriden aldığı bilgiyi fırsata dönüştürmenin önünü açması gibi
piyasada farklı bir algı oluşturabilir eleştirilerini de dikkate
alarak böyle bir noktada bir düzenlemeye gittiğini görüyorum. Orada
bir kötü niyet aramıyorum.
TÜRKİYE BİR DAHA BU KADAR CAZİP OLMAYACAK
(Ekonomideki temel eleştirilerle ilişkili soru üzerine) Buralarda
bir sıkıntı yok. Örneğin, cari açıkla ilgili benzer tespitleri
yapıyoruz. Bunların bir kısmı bizle, bir kısmı algıyla ilgili. Emin
olun rasyonel bakan piyasanın kahir ekseriyeti süreci pragmatist
okur. Bu dönemle ilgili şu çok net. 'Türkiye bir daha hiçbir zaman
bu kadar cazip olmayacak.' Maliyetler olarak, piyasa değerleri
olarak böyle fırsat olmayacak. Türkiye'nin elinde yağ, un, şeker
her şey var. Bu süreci, harika bir helva yapmamız lazım.
BÜTÇE DİSİPLİNİNDEN TAVİZ VERİLMEYECEK
"Bu dönemde bütçe disiplininden taviz yok. Bütçe tasarrufu
açısından tüm bakanlıklara belli oranlarda hedefler verdik. Bir
oran vermeyeyim ama cari harcamaların dışında yatırım harcamalarına
dayalı belli bir yüzde üzerinden hepsinde azaltıma gidilecek.
Disiplinli bir şekilde harcamaların azaltılması hususunda mutabakat
var. Çalışmalardan sonra ben, bire bir tüm bakanlıklarla toplantı
yapıp kalan 5 ayda Hazine'nin borçlanma limitleri içerisinde elini
güçlü kılacak adımlar atacağız."
HER PAYDAŞIN ÖNEMİ AYRI
"İlk ziyaretleri BDDK'ya ve Bankalar Birliği'ne yaptım. Tüm
paydaşlarla iletişimimizi, "kazan-kazan" anlayışı ile
kurgulayacağız. Bu sistem içindeki her bir paydaş bizim için
kıymetli, her birinin görüşlerinden faydalanmak zorundayız. Türkiye
yıllarca eksi reel faiz ödemiş bir ülkeydi. Türkiye'nin gelecek
vizyonu çok daha sağlam bir resmi vaat ediyor."
EN ETKİN MERKEZ BANKASI
"Türkiye'nin en kaliteli insan kaynağına sahip kurumlarının başında
Merkez Bankası geliyor. Tüm bu çerçevede analizlerini yapacak,
adımlarını atacak. Hiç olmadığı kadar etkin bir Merkez Bankası
temel hedeflerimiz arasında yer alıyor."