Sonbahar yaklaşırken Ankara'da teyakkuzda olmak hem gerekli hem
de önemlidir. Kimileri yaz aylarını tatille değerlendirirken
kimileri de yıllara sari projeleri için enerji depolar. Bizlerin
gazeteci olarak ilgi alanımız ikinci grup. Burada konu, komplo
teorileri değil kuşkusuz. Somut siyasi mühendislik faaliyetleri! Bu
sıralar sakin gibi gözüken kulisler, kritik birkaç soruyla
meşgul...
"Türkiye'ye karşı yeni bir atak yapılır mı? Ekonomik veya toplumsal
temelde kurgu ne olabilir?"
Cevabı aranan husus, ülkenin sinir uçlarına dokunacak muhtemel
faaliyetler veya icra takvimi ile ilgili. Genel kanaat, Ankara'nın
rahat bırakılmayacağı, pilot nitelikli olaylarla siyasi ve
sosyolojik teste tabi tutulacağı yönünde.
Madalyonun bir yüzünde... Filanca ilde Atatürk büstüne saldırı
girişimi, Atatürk Orman Çiftliği arazisinin Amerikalılara satıldığı
iddiası, "Cumhuriyet" ibaresinin resmi hesaplardan çıkarıldığı
spekülasyonu, FETÖ'cülerden mağdurlar yaratıldığı söylemi, mezhep
içerikli ama insan hakları görünümlü keskin eylemler...
Bir şekilde, toplumun değişik katmanlarının üzerine birer birer
gerilim katı çıkılması, fitilin ateşlenmesi için bir bahane
aranması, bunun zamanlamasının tayin edilmesi!
Madalyonun diğer yüzüne gelince... 15 Temmuz hain darbe girişiminin açtığı yaralar hâlâ taze. Üstelik darbede rol aldığı düşünülen yabancı merkezler hem parmak izi bıraktılar hem de eşkalleri bile belli. Küresel ve bölgesel denklemin yeniden kurulduğu, istikrarsızlıklar dünyasında Türkiye'nin, hedef ülkelerden biri olduğu muhakkak. Türkiye'ye dair planların odağında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yüksek liderliğinin bulunduğu da yadsınamaz bir gerçek. İşte bu nedenle, Erdoğan ve AK Parti'nin enerjisinin ve dikkatinin dağıtılması, esas seçim stratejisine yoğunlaşmasının önlenmesi, görünür gelecekte yaşanacakların habercisi gibi. Şüphesiz, AK Parti ve Türkiye çok karmaşık hesap ve planlara karşı epeyce şerbetli. Lakin bugünü farklı kılan husus, Türkiye ile Batı bloku arasındaki bağın kopup kopmaması ile ilintili. Türkiye'nin liderine karşı her hamle, Türkiye'nin istikrarına karşı komplo olarak değerlendirileceği için, 15 Temmuz acıları ile yoğrulmuş geniş bir kitle, Batı dünyasına karşı yıllarca onarılamayacak tepkisellik içine girebilir.