Gerek AK Parti'den türetilmeye çalışılan siyasi hareketler
gerekse AK Parti'nin halihazırdaki kadrolarına dair yorum ve
spekülasyonlar birbirini izliyor. Günün sonunda şu ya da bu şekilde
iş gelip "fabrika ayarları" konusunda düğümleniyor. Oysa bu ayar
meselesi bugünlerde daha fazla devleti ilgilendiriyor. Daha
doğrusu, "devletin ayarlarının" güncellenmesi üzerinde durmak
gerekiyor. Nedeni de gayet açık. Siyaset kurumu, devletin millet
eliyle yönetimini üstlendiği için "kamu gücüne" dayalı yığınla
senaryo yazılıyor. Ve kendi kendini doğrulayan kehanet misali bir
süre sonra "inandırıcılığı" da oluşuyor!
"Problem nerede başlıyor?" derseniz...