ABD'nin gitmekte olan Ankara Büyükelçisi John Bass'le ilgili
süreç sanılandan karmaşık hal alıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ısrarlı şekilde Bass'in, iki ülke
ilişkilerine zarar verdiğini vurgularken, ABD yönetimi Bass'e sahip
çıkmayı yeğliyor.
Peki ama neden? Aslında bunun çok nedeni var. Zira Cumhurbaşkanı
Erdoğan, meselenin özüne dokunuyor. Her şeyden önce Büyükelçi Bass,
"eski yönetimi" temsil ediyor. Sadece atanma zamanlaması ile değil
zihni kodları ile de durum böyle. ABD'nin küresel sistemdeki konumu
ve müttefiklik ilişkisinin doğası gereği büyükelçileri, özgül
ağırlığı yüksek diplomatlar olarak kabul ediliyor.
Lakin Bass için Ankara'daki durum uzun süredir böyle değildi.
Söylemleri ile eylemleri arasındaki uyumsuzluk, Washington'ı
manipüle ettiğine ilişkin genel kanaat yüzünden Bass'in kişisel
karşılığı kalmamıştı.
Üstelik Trump'ın başkan seçilmesi ile birlikte John Bass ve ekibi
Ankara'daki diplomatik ömürlerinin bittiğini her fırsatta
hissettiriyordu.
ABD başkentindeki ekip çekişmeleri, eski yönetimin temsilcilerinin
varlığını sürdürmesi, Ankara Büyükelçiliği'ndeki karamsar havayı
birdenbire dağıttı. Bass ve arkadaşları, "en geniş yelpazeye
açılma" tercihini terk ederek alışıldığı üzere marjinal gruplarla
görüşmeye, muhalif tüm unsurları desteklemeye yöneldi. Bir yere
kadar anlaşılabilir sayılan bu tarz giderek "Hükümet'e yakın" diye
tanımladıkları kişi ve kurumlara karşı olumsuz bir tavra da
dönüştü.
Vize işlemlerinin askıya alınması da esasen Bass'in
yaklaşımından kaynaklandı.
Evet, bu kararı Bass'in tek başına almadığı savunuldu. Zaten
sorunlu durum tam da bu idi. Bir başka ifade ile Bass, Ankara'da
kaybettiği ağırlığını, Ankara'nın Washington'a karşı duruşu gibi
yansıtmak için uğraştı.
Adalet ve İçişleri bakanlıkları başta olmak üzere kritik devlet
kurumları Bass'i, açık ve samimi bulmadığı için, işbirliğinin
düzeyini sınırlandırdı. Tabiatıyla ABD'nin, YPG terör örgütü ve
FETÖ'ye yakınlığı ile bir kamu bankası üzerine kurguladığı
operasyonlar da ABD Büyükelçisi'nin muhataplık düzeyini aşağıya
çekti.
Gelinen aşamada, Büyükelçi Bass'in "vizelerin durdurulması kararını
aldırdığı" rahatlıkla söylenebilir. Kuşkusuz ABD Dışişleri
Bakanlığı da Bass'e sahip çıkma görüntüsü altında, göreve gelecek
yeni büyükelçinin pozisyonunu zayıflatmamak adına taktik
açıklamalar da yaptı.