Müttefikiniz de olsa ulusal çıkarlarınızın çatıştığı noktada
herhangi bir devletle sert şekilde karşı karşıyla gelebilirsiniz.
Türkiye ile ABD arasındaki 70 yıllık derin işbirliği sürecinin
yakın tarihi bu açıdan ibretlik örneklerle dolu.
1964 Johnson Mektubu ve Kıbrıs Barış Harekatı'nı engelleme çabası
ile silah ambargosu, 1974'te haşhaş ekim yasağı bahanesiyle
Ankara'nın köşeye sıkıştırılması, 1980 darbesindeki CIA parmak izi,
1990 Körfez Savaşı sonrası geliştirilen Çekiç Güç Planı ile Irak'ın
kuzeyinin etnik temelde bölünmesi ve PKK terörünün palazlanması,
Mart 2003'teki tezkere krizi ve ardından Süleymaniye'de Türk
askerinin başına çuval geçirilmesi, 15 Temmuz hain darbe girişimi
gecesinde Amerikan yönetiminin sergilediği anti demokratik tavır,
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarına itiraz, eğit-donat
faaliyetinin iflası, Münbiç'in YPG terör örgütünden temizlenmesi
sözünün yerine getirilmemesi, -ajan- rahip Brunson'ın iadesi
bahanesi ile TL'ye yönelik açıktan saldırı ilan edilmesi, TSK'nın
silah ve mühimmat alımına engel çıkarılması, Rusya'dan S 400 hava
savunma tedarik edilmesi karşısında, ortağı olduğumuz F 35 yeni
nesil savaş uçağı projesinin askıya alınması...
Dün akşam saatlerinde Başkomutan'ın emri ile Fırat'ın doğusunda
başlatılan "Barış Pınarı Harekatı,
Türkiye'yi yönetenlerin sağlam iradesinin, milli
güç unsurları arasındaki dayanışmanın
ve Mehmetçiğin cesaretinin
özetidir."
Allah Mehmetçiği korusun. Devleti ve milleti; akıl, feraset ve
gerçekçilik çizgisinde muhafaza etsin!
*** Amerikan Elçiliği'nde
neler oluyor?
Türk-Amerikan ilişkileri oldukça kırılgan bir dönemden geçerken
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ne de dikkat etmek gerekiyor. İki
ülkenin, kritik eşiklerde dahi konuşabilir zeminde kalması, sıcak
gelişmelerin doğru aktarılması, mesajların eğilip bükülmeden
yorumla...