Sabah gazetesinin düzenlediği Uluslararası Futbol Ekonomi
Forumu’nda “futbolumuzun neden bu durumda olduğunu, neden bu duruma
düştüğünü ortaya koyan” konuşmalar, açıklamalar yapıldı. Bunları
“bazıları” acı, “bazıları” ise “tüyler ürpertici” idi!..
Mesela “Türkiye’de illegal bahis nasıl önlenir” konulu oturumda,
Spor Toto Teşkilat Başkanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile Spor Toto
Teşkilat Başkanlığının operasyonlarını yürüten İnteltek AŞ Genel
Müdürü Ahmet Sezer’in açıklamaları, işte bu “tüyler ürpertici”
gerçeklerden sadece biriydi.
Kasapoğlu, “Ülkemizdeki yasa dışı bahis hacminin 40 milyar lira
civarında olduğunu saklamayalım. Bazı tahminlere göre ise 60 milyar
lira civarında yasa dışı bahis söz konusu. Bunun hem ülke
ekonomisine hem de güvenliğine ciddi bir tehdit olduğunu
düşünüyoruz” diyordu. Sezer ise “Türkiye’de yasal bahis hacminin 12
milyar lira civarında olduğunu, bunun da yüzde 40’ının devlete
gittiğini” belirtiyordu.
İki yetkilinin açıklamalarına göre, “Yasa dışı bahse yönelik
özellikle 2013 yılından itibaren çok ciddi tedbirler alıp
yaptırımlar uygulamaya” başlanmıştı ama “acı gerçek” de hâlâ ortada
duruyordu; “Türkiye her yıl illegal bahis yüzünden Millî Piyango
İdaresinin özelleştirmesine yakın bir parayı kaybediyordu!..”
Çok acı bir gerçeği de ben ekleyeyim; “internet üzerinden illegal
kumar oynatan” şirketlerin kazandığı para, kim bilir “illegal bahis
şirketlerinin kazandığından” kaç misli fazlaydı!..
Daha açık ve acı bir gerçeği yazayım; mesela “bu tüyler ürpertici
konuşmaların yapıldığı” günlerde Bursaspor gibi “Süper Lig’de
şampiyon olmuş” bir takıma sahip kulüpte “futbolcular paralarını
almadıkları için antrenmana çıkmıyor” ve de mesela “Kayseri
Erciyesspor Süper Lig’de rakiplerine kök söktürmüş bir takım,
parasızlıktan iki maça çıkmadığı için” amatör kümeye düşüyordu.
Dahası, daha da tüyler ürpertici idi; “buna benzer” örnekleri
yıllardır “peş peşe” yaşıyor, ama “çare ve çözüm”
bulamıyorduk!..
Bütün bunlar olurken, mesela burnumuzun dibindeki Kıbrıs’a,
“Türkiye’den illegal bahis için milyarlar aktığını” biliyor, “o
akıtanlar arasında yönetici olarak, teknik adam olarak, hatta
sporcu ve hakem olarak birçok insanımızın bulunduğuna dair”
iddiaları “Sağır sultan” bile duyuyor, “bazı isimler kulaklara
fısıldanıyor”; ama “benim devletimin ilgili istihbarat ve güvenlik
kuruluşları”, söylenenlere, yazılıp çizilenlere rağmen, “o adaya
illegal yollarla para gönderip ya da hatta bizzat gidip illegal
bahis oynayanları ve de oynanmasına aracılık edenleri” izleyip
yakalayamıyor, yakalatamıyorlardı!..
Ve de , “illegal bahis, illegal kumar oynatan” şirketlerin cep
telefonlarımıza, el bilgisayarlarımıza kadar girerek, “kumar ve
illegal bahis oynaması için” Türk insanına ulaşmalarına engel
olunamıyordu.
“2013’ten beri yapılan ‘ciddi’ mücadele” bu mu idi?..
İşte “şimdi” birleşme zamanı!..
Dursun Özbek, “dün yapmamıştı ama, bugün hayatının en büyük
hatasını yapıyor”; liste hazırlamış, seçime giriyormuş!..
Bu Galatasaray’a da, kendisine de yapabileceği en büyük
kötülük!..
“İbra edilmemen için yapılan onca çabaya rağmen”, genel kurul
“ezici bir çoğunluk ile seni ibra etmiş”, alkış / kıyamet arasında
kürsüye çıkmış, salona “Cim-bom” çektirmiş ve “kahraman edası” ile
tebrik için kuyruğa girenlerin ellerini sıkarak, yanaklarını öperek
salondan ayrılmışsın; şimdi “bu dönüş” neden?..
Madde 1; ya “gene” kazanamazsan; ailene, çocuklarına, torunlarına
“bu kara tabloyu” nasıl miras bırakacaksın?..
Madde 2 - Kazansan dahi, o koltukta rahat oturabilecek misin? Rahat
oturman mümkün mü? Görevdeyken yapamadıklarını nasıl yapacaksın?
Zihniyet / Kapasite / Yetenek / Kulübün durumu / Camianın,
taraftarın beklentileri değişmedikçe (ki, gazetelerde çıkan listen
doğru ise, değişmediği, değişmeyeceği açıkça görülüyor) nasıl
başarılı olacaksın?
Madde 3 - Hırs ve ihtiras insanın gözünü kör eder; “kör göze” sonra
“çalışamayan beyin” eklenir ve püfff!..
Bunu mu istiyorsun; yazık, hem de çok yazık!..
“İbra aldığın o coşkulu anları” çok arayacağını ve “pişman
olacağını” biliyorum, altını çizerek de yazıyorum; inşallah
yanılırım!..
Ve de Galatasaraylılara bir notum var; işte “şimdi” Dursun Özbek’in
kazanmaması için birleşin ve Galatasaray’ı aydınlığa çıkaracak bir
başkanı ve yönetimini seçin!..
Bu başkan, “güçlü bir liste yaparsa ve de Paper Moon grubunu kenara
tamamen itmişse”, neden Mustafa Cengiz olmasın?..
Hadi canım sen de!..
Aykut Kocaman “Beşiktaş’ın sahaya çıkmaması üzerine” demiş ki; “Bu
duyguyu yaşamaktansa sahada oynayarak elenmeyi tercih ederdim. Bunu
içime sindiremiyorum.”
Vay canına, “Şenol Güneş gibi bir hocaya ‘numara yaptı’ demeyi
içine sindiriyor” da, Beşiktaş’ın, Federasyon kararına karşı, kendi
cephesinden haklı olan tepkisini ve uygulamasını” içine
sindiremiyor, öyle mi?..
Tam bir “İstemem, yan cebime koy” misali!..
Rüya gibi palavralar!..
UEFA’nın kılıcı, kulüplerimizin tepesinde “Demokles’in kılıcı gibi”
sallanmaya devam ediyor ama, spor sayfalarımız “Dünya yıldızlarının
transfer edileceği” haberleri ile dolu; her gün yığınla palavra,
her gün manşetler!..
Borçlar gırtlağı aşmış, UEFA sınırlamalar getirmiş, “Yoksa…” diyor,
“cezalar” kapımızda bekliyor, en büyük kulüplerimizin yöneticileri
“kiralık olarak getirdikleri ve başarılı olan oyuncuları, “Nasıl
yeniden kiralarız ya da alabiliriz” telaşı ve sıkıntısı içinde,
“boş kasalarının kapağını, her sabah, belki bir şeyler vardır”
umuduyla açıp, sonra “umutsuzluk içinde” kapatıyor…
Ve de manşetlerde “Yılın bombası, Türkiye sarsılacak, dünya yıldızı
tamam” haberlerini okuyor!
“Aç tavuk rüyasında kendisini darı ambarında görürmüş” derler; bu
haberler, bu manşetler sadece “taraftarlar için” değil, biraz da
“kulüp yöneticilerini rüyalara, hayallere daldırmak için”
herhalde!..
Şaka!..
Geçen hafta Uluçmarket’in “Ali Dürüst Nasıl Galatasaray Başkanı
yapılır?” başlıklı bölümünde, tüm çabalara, ısrarlara rağmen
“Galatasaray Başkanlık seçiminde aday olmayacağını” açıklayan ve
“ona umutla bel bağlayan Galatasaraylıları üzen” Ali Dürüst’ün
“başkan adayı ve başkan olabilmesi için” ne yapılması gerektiğimi
“mizah yollu” beş-on satırla anlatmıştım.
O Galatasaraylılara “Yıllardır ısrar - ret tablosu değişmiyor,
ancak tüzüğü değiştirirseniz ve tüzüğe şu şu şu maddeleri
koyarsanız, Ali Dürüst başkan adayı ve başkan olur” demiş ve “5-6
madde” sıralamıştım.
Bir Galatasaraylıdan mesaj geldi; “Tüzükte o kadar geniş
değişikliğe gerek yok. Tek madde koymak yeterli olur” diyordu
mesaj.
Ve “o tek madde” de şuydu; “Ali Dürüst’ün başkan olduktan sonra
kulüp için tek kuruş harcaması yasaktır!”