Üzücü ama “tarafsızlık” adına “tarafsızlığımızı kaybediyoruz”;
ne yazık ki, ortaya çıkan “bu çarpık tablonun aslı esası” ve
elbette “hatalı” olan tarafı da “İlle de tarafsız görünmek”
çabamızdır!..
Bu biraz “zor anlaşılır” ve “sol kulağımızı göstermek için, sağ
elimizi kafamızın arkasından dolandırmamız gibi” olan cümleyi neden
yazdım; ben de dâhil, “yazanlarımızın da, okuyanlarımızın da birkaç
defa okumaları” için!..
Bu hatayı, zaman zaman “İstisnasız hepimiz ama hepimiz yapıyoruz”
spor medyamızda; kimimiz “bilinçli” kimimiz “alışkanlık hâline
getirdiğimiz” için!..
Aslında ve hele “sporda” neden yapıyoruz ki? Doğrusu, “kulüplere
karşı tarafız görünmek” değil “doğrudan yana taraf olmak” değil
mi?..
Mesela “son örneği” vereyim. Fenerbahçeli olabiliriz, Galatasaraylı
olabiliriz, ama yazacağımız ya da konuşacağımız yorumda, hatta ve
ne yazık ki “haber” diye yazdığımız ya da konuştuğumuz ama “yorum”
kattığımız haberde “doğru olmayı” seçersek “kulüp bazında taraflı
olduğumuz” hâlde “haber bazında tarafsızlığımızı kaybetmemiş” ve
“gazeteci olarak” doğruyu yazmış ya da konuşmuş olmaz mıyız? Esas
olan da, doğru olan da bu değil midir?..
Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu “Ali Koç’un Fatih Terim’e
‘Sicili bozuk’ dediği” açıklamalarına cevabı sebebiyle Disiplin
Kuruluna verilen Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz’e kuruldan
“ceza çıkmadı”; zira “isnat olunan disiplin ihlalinin unsurları
oluşmamıştı!..”
Ceza çıkmayacağı da belliydi; çünkü Cengiz cevabında “bu tip
karşılıklı uzayıp giden konularda basının ve spor kamuoyunun ‘kimin
başlattığına ve kimin devam ettirdiğine’ ve de ‘üsluba’ bakması
lazım geldiğini” söylüyordu, o kadar!..
Ama haberlerde de, yorumlarda da “bu husus göz ardı ediliyor” ve
sanki “atışma karşılıklı yapılmış gibi” gösteriliyor, dahası “aynı
kefelere konularak” haberleştiriliyor ve yorumlanıyordu!..
“Tartışmayı başlatan, hem de ağır söz ve iddialarla başlatan
ve sürdüren ile o iddia ve sözlere cev...