Spor sayfalarımızı, TV ekranlarımızı “atmasyon transfer
haberleri doldurur ve Türkiye Süper Ligi’nin büyüklü / küçüklü
takımları için her gün ‘Dünya / Avrupa karmaları’ damgası vurulacak
sayıda futbolcu adına ‘Geldi, geliyor’ haberleri ve manşetleri
yarışı yapılırken” imdada Dünya Kupası yetişti de, “palavra
bataklığından” kafamızı birazcık çıkarabildik!..
Çıkardık da ne gördük; dünya futbolunun da “palavra bataklığı”
olduğunu!..
Messi başta, “öve öve bitirilemeyen” ve de “yüzlerce milyon avro
bonservis bedelleri ödenen” futbolcuların “dünya futboluna ayna
tutan” en büyük şampiyonada “ne hâlde ve kıratta olduklarını” da
“takke düştü, kel göründü” misali seyrettik ve seyrediyoruz!..
Zaten kahkahalarla gülüyordum; “Messi’yi Maradona ile
kıyaslayanlara”, şimdi de kahkahalarla gülüyorum; “Messi,
Ronaldo’dan çok daha ağır basar, futbolcu olarak” diyenlere!..
“Bir yanda “bütün Barcelona takımının yıllarca ve yıllarca Iniesta
ve Xavi başta, Messi’ye çalıştığı” bir “şöhret kalıbı”, öte yanda
“tek başlarına kupalara, şampiyonluklara, zaferlere damga vuran,
dahası takımlarına çalışan, takımlarını sırtlayan” futbol
efsaneleri!..
Eğer bugün, “birileri, 300 / 350 milyon avrodeğerinde ise”,
bilinmelidir ki, bir Maradona, bir Pele, bir Puskas, bir
Beckenbauer, bir Di Stefano bugünün futbolunda olsalardı, en az “1
milyar avro” ederlerdi!..
Ve elbette Maradona’nın, Pele’nin, Puskaş’ın, Beckenbauer’in, Di
Stefano’nun yanında oynayan arkadaşları da ikişer, üçer yüzer
milyon avro!..
“Futbolun sanat olduğu” günlerdi, “o günlerin maçlarını ve
sanatçılarını seyretmeye” doyamazdı, insanlar ve yazmaya doyamazdı
“edebiyatçılarla yarışan” spor yazarları!..
Bugün, “sanatçılar yerine atlar hâkim oldu” futbol sahalarına; “koş
baba koş!..”
Ve de “sanatçılar” yavaş yavaş çekilmeye başladılar sahneden.
Kalanların da, “sanatlarını icra etmek gayretlerine, çoğu ikinci /
üçüncü sınıf, hatta ‘beygir’ denebilecek atların fırsat vermemek
için...