Nihayet “bir gazeteci / yorumcu”
çıktı; “Söz hakkı savunmanındır” dedi ve “geldiği günden beri
yerden yere vurulan” Torrent’i karşısına aldı, ona “Konuş” dedi;
helal olsun Osman Tanburacı’ya!...
Torrent’in söylediklerini okudukça, içim sızladı; “eleştiriyi çöpe
atan ‘kin ve öfke dolu söz ve yazıları’ ile Galatasaray’ın hocasına
‘nefes alma imkânını’ bile çok görerek” onu TV ekranlarında ve spor
sayfalarında “Vurun Abalıya Korosu” hâlinde insafsızca
hırpalayanların bilmem ki “Onun savunmasını dinlerken, okurken”
vicdanları biraz sızladı mı?..
İşte söyledikleri… “100’de 100” demeyeyim ama “100’de 51’den çok
ama çok daha fazla” haklı…
“… Daha ilk günden hedef olduk. Hakkımızda söylenenleri duyunca
‘Ben bu insanlara ne yaptım’ diye kendime sordum. Guardiola ile 11
yıl çalışmış, 23 kupa kazanmış bir teknik adama ‘acemi’ diyorlar. O
gerçekten bir dâhi, dünyanın en iyi teknik direktörü. Tam 23 kupa
kazandık. Benim de bu başarılarda katkım olduysa ne mutlu. Biz
buraya kalmak için geldik, tatil için değil. Hayatımda bir kere yan
yana gelmediğim, futbol üstüne tek kelime fikir paylaşmadığım
insanlar hakkımda ileri geri konuşuyorlar. O...