Zamanında bıraksa heykeli dikilecek bir başkanken, hâlâ
çıkıp “Beni son defa seçin” diyen birine güvenilir mi? Hem
acıyor ve üzülüyorum, hem de kızıyor, öfkeleniyorum; kendi kendime
de “O, bu duruma düşecek başkan mıydı” diye de sorup duruyorum;
yazık, bin kere, milyon kere yazık!..
Bakınız ne hâlde; baktı ki, “Koltuk gidiyor”, Fenerbahçelilere, oy
verecek genel kurul üyelerine “âdeta” yalvarmaya başladı. Özeti,
“Ne olur beni seçin, Yargıtay hakkımdaki mahkûmiyet kararını
onayabilir. İki sene, üç ay girip hapis yatabiliriz.
Fenerbahçelilerin vefa duygusu ön planda olarak seçimi düşünmeli.
Söz veriyorum, son defa adayım, sonra bırakacağım!..”
20 yıl başkanlık yapan, “zamanında bıraksa” heykeli dikilecek olan
bir başkandı, “bu sözleri söyleyen”, üzülmemek, acımamak, kızmamak,
öfkelenmemek mümkün mü?..
“Son defa” sözü, bugüne kadar “kaç defa söylendi”; nasıl inanacak
ve de “bu sözüne güvenerek” ona “son defa oy verecek”
Fenerbahçeliler?..
Peki, “3 Temmuz sürecinin başladığı” günden beri, “Ben suçsuzum,
şikeye bulaşmadım, kulübümü de bulaştırmadım, Fenerbahçe’yi ele
geçirmek için kumpas kuruldu” diyen bir insanın, hem de “bugünlere
kadar karara bağlanan kumpas davaları” Yargıtay’da “birer birer ve
sonunda tümüyle iptal edilir ve sonuçları yok hükmüne inerken”,
hâlâ ve hâlâ “Ya Yargıtay onarsa” diyerek, “Son defa beni seçin”
yolculuğuna çıkması neyin nesi oluyor?..
Diyelim ki; “bu korku, olmayacak ya, milyonda bir ihtimal olarak
gerçekleşirse”, yani “Yargıtay cezaları onarsa”, ortaya çıkacak
tabloyu hiç düşünmez mi, insan; “Fenerbahçe Başkanı, ‘şike suçlusu
olarak’ koltuğundan alınıp hapse götürülecek”; bu tablo mudur,
istediği?..
“Kendini kurtarmak için, Yargıtay kararına kadar, kulüp başkanlığı
koltuk ve etiketini kalkan olarak kullanmak istediğini”, başka
nasıl söyler, bir insan; bu da Fenerbahçe Başkanı’na yakışır
mı?..
Türkiye’d...