Süper Lig’de bir maç eksiği ile
lider “gol yemez” Konyaspor’un “1 puan gerisinde” ve de “gol
yemeden” ikinci durumdalar…
Avrupa Konferans Ligi A Grubu’nda geçen yıl İskoçya Ligi’ni
“dördüncüden 13 puan önde, Celtic ve Rangers’ın ardından 3’üncü
bitiren” Hearts’ı hem de İskoçya’da 4-0 ile devirerek” grup
liderliğine oturan ve perşembe gecesi de Fiorentina’yı İstanbul’da
“gol yemeden” üçleyen…
Başakşehir’e ve hocası Emre Belözoğlu’na “şapka çıkarılmaz” da ne
yapılır?..
Teşekkürler Başakşehir, teşekkürler Emre Hoca…
Avrupa Ligi’nde “oynadığı iki maçta uzatmalarda puanları kurtaran”
Fenerbahçe, bilmem ki Rennes önünde durum 0-2 iken, rakibin
“direkten dönen” 3’üncü topu ağları bulsaydı, ne yapacaktı?..
Ya da “topu direkten dönen” Rennes’li futbolcu, hemen yanında
kaleciye birkaç metrede “bomboş bekleyen” arkadaşına pasını
verseydi ve 3’üncü gol gelse idi, ne olacaktı?..
Defansının arkasına atılan hemen her topta, rakibine “kaleci ile
karşı karşıya kalma fırsatını veren” bir defansı maç boyu saha
kenarından seyreden Jesus’un maç sonunda “bu konuda söyleyeceği”
birkaç cümle olmamalı mıydı?..
Ama onun aklı...