Son yılların en enteresan derbilerinden birini izledik; 6 gollük
maç biter ve 0-3’ten 3-3’ü kurtaran, dahası “4’ü de atmasına ramak
kalan” Fenerbahçeliler sahadan mutlu ayrılırken onca taraftarı,
seyircisi ile birlikte “şaşkın şaşkın ve üzüntü içinde” evlerinin
yolunu tutan Beşiktaşlılar oldu!..
“Korkarak sahaya çıkan” ve “takım tertip ve taktiğini de bu
korkunun üzerine kuran” Ersun Yanal “daha ne olduğunu anlayamadan”
iki farklı yenilgiyle yüzleşmiş, takımı ilk şutu devre sonuna doğru
atabilmiş ve “bir hatalı pas” sonucu gelen “Burak golü” ile durum
3-0 olmuş ve “Korkunun ecele faydası olmadığı” bir defa daha ortaya
çıkmıştı.
Ayrıca bu gol “Barcelona’ya transfer haberleri çıkan” Skrtel’in de
Burak önünde ne hâllere düştüğünü gösteren” bir goldü, bu; “o
haberleri yazanlar” düşünmeliydiler!..
İkinci yarıda “Valbuena’yı oyuna sürülmesi” ile başlayan ve
Beşiktaş’ın “sol gerisinde maden bulan” Fenerbahçe ataklarına
karşı, Şenol Güneş’in “oyunu okuyamaması”, takımını “panik içinde”
beklenmeyen bir tablo ile karşı karşıya bıraktı. “İlk yarıda ilk 20
dakikada “iki gol atan” Beşiktaş’a karşı, Fenerbahçe ikinci yarının
ilk yirmi dakikasında 3 gol bulmuş ve “Bu maçı kazanırım” inancını
yakalamış, rakibini “onun sahasında ve onca seyircisinin önünde”
darmadağın etmişti.
Çok açıkça görülmüştü ki, Ersun Yanal ve Fenerbahçe için “güneşin
doğmasını” hazırlayan da Beşiktaş’ın Güneş’i idi” ve maç biterken
siyah-beyazlılar “yenilmediklerine” şükretmişti!..
Henüz “yeterli fizik gücüne ulaşamamış yaşlı Kagawa’nın ilk yarının
son beş dakikasından beri takımı 85’inci dakikaya kadar on kişi
bıraktığını ve ilk değiştirilecek oyuncu olduğunu” okuyamayan ve
“ilk yarı baskısının kahramanlarından” Güven’i ‘bir hatalı pas
verdiği için’ oyundan alan, dahası, yerine “birkaç tane top
şişirmekten başka bir şey yapamayan Caner’i sokarak ‘Bu maçı
beraberlikle kurtarayım’ paniğine düştüğünü gösteren” Şenol Hoca’ya
acıdım.
Şenol Hoca, aylardır “mutlu olmayan b...