Dün sabah, her zamanki gibi erkenden kalktım; Türkiye için
“Çarşamba yazımı” yazacağım. Sporumuzda, futbolumuzda,
Galatasaray’ın 5 attığı Antalya maçında “ne var, ne yok” diye
Türkiye’nin WEB sitesini tıkladım. Sonra da “Yazarlar”
bölümümü…
Aaaa, orada “Muslera kimi kurtardı?” başlığı ile “benim yazım”
vardı; birinci sayfamızda da resmimle beraber anons edilmişti!
Elbette bir hata olmuştu, zira maçı TV’de seyretmiş ve yatmıştım;
gazeteme de “maçla ilgili tek satır bile” geçmemiştim!..
Hemen Türkiye’nin “e-Gazete” bölümünü tıkladım. Sonra da 18’inci
sayfadan başlayarak sayfaları tıklayacak ve yazıyı bulacaktım. Daha
ilk tıkladığımda karşıma “Galatasaray maçı sayfası” ve en tepesinde
de “Muslera kimi kurtardı?” başlıklı yazı çıkıverdi. WEB sitemizde
benim imzamla çıkan yazı. Ama e-Gazete’deki yazıda sevgili
“Kemal Belgin’in imzası” vardı. Ve de “Muslera üzerine kurduğu” maç
analizinde şu cümle; “… çok yorumcunun ‘G.Saray Muslera’yı mutlaka
satmalı’ görüşünün iflas edişinin sahnelendiği ortamı çıkarıyordu
bize.”
“Her gazetede, her zaman olabilecek” bir hata; “Muslera
satılmamalı” diyenlere tercüman olan Kemal Belgin ile “Muslera
satılmalı” diyen “çok yorumcudan biri olan” Öcal Uluç’u “güncel bir
tartışmada” karşı karşıya getiren bir hata; o hataya teşekkür
ederim!..
Galatasaray gibi bir takımda, bunca yıl oynayıp “kaptanlık görevi
de verilen” bir kalecinin, “Gece yeni doğan çocuğuna bakmak
herhâlde onu yoruyor” esprisi de katılan “formsuzluk ve hatalı
goller yeme” haberlerini ne çabuk unuttuk, sevgili Belgin?..
Bu sezon kaç maç kurtardı? Galatasaray’ı tuttuğu her topla, yaptığı
her aut atışında “el freni çekilmiş milyonluk lüks otolara çeviren”
o değil mi? Kalesine her atılan duran topta, kale çizgisine yapışıp
kalan o değil mi? Kaç maçta “ancak amatör kaleciler yaptığında hoş
görülebilecek hataları” tekrarlamadı mı? Devam edelim mi;
degajlarının, aut atışlarının yüzde 80’i rakip oyunculara ya da
taca gitmiyor mu? Antalya maçınd...