İnternet öyle bir buluş ki, bir-iki tıklama ile dünya
bilgisayarınıza, yani önünüze geliyor; müthiş kere müthiş bir
olay!..
Mesela, “bir atasözünü yazıyor” ve tıklıyorsunuz, “onun anlamını
önünüze getiren, bir yığın kaynak” bilgisayar ekranınızda
sıralanıyor; seçin seçin, aklınıza en yatanı kullanın. Hem de
“varsa anekdotları (hikâyecikleri) ile beraber…
İşte bir örnek; “Bir musibet, bin nasihatten iyidir” sözü ve
internette “anlamı için” önümde sıralanan kaynaklardan birinden
seçimim:
“İnsanlara verilen nasihatler (öğütler) ne hikmetse kulak ardı
edilir. Genellikle ve bir türlü önemsenmez. Aslında “yaşanan
tecrübelerin sonucu” olan bu nasihatler çok kıymetlidir ama,
kişiler bunun farkına bir türlü varmaz, varmak istemez. Nasihatin
kıymetini anlamaları için illaki ‘kendilerinin kötü bir duruma
düşmeleri’ gerekir. Nitekim onlar da kötü duruma düştüklerinde
uyanırlar ve kendinden sonrakilere başlarına geleni aktarır,
nasihat ederler. Ne var ki, aktardıkları insanlar da bu nasihatleri
kulak ardı eder ve onlar da ancak benzer bir kötü durumu yaşarlarsa
uyanırlar. Bu durum binlerce yıldır devam eder, bugünlere kadar
gelir, yarınlarda da sürecektir ama atasözleri oluşturur, hukuku da
etkiler, kanunların oluşmasında rol oynar.”
Yukarıdan beri, “bütün bunları” neden yazdım?..
Bizleri sarsan, üzen ve de dahası “fena hâlde öfkelendiren” Mesut
Özil, olayı için!..
Mesut Özil kardeşimize yapılanlar, bıraktım “Sevgili Mesut başta
biz Türkleri, hangi milletten, hangi dinden olursa olsun, insan
olan insanların kabul etmeyeceği, edemeyeceği” bir olaydır!..
İnanıyorum ki, Almanların büyük bir çoğunluğu da “Mesut Özil’e
yapılanları” tasvip etmemektedir. Ancak “hâlâ var olan Hitler
ırkçılığının esintisiyle beslenen” ve de mesela “Dazlaklar” diye
nitelendirilenlerin “sembolize ettiği” zihniyete kapılmışların
yaşadığı ve yaşatıldığı bir ülke olduğu bir defa daha görülmüştür,
Almanya’nın!..
Bizlerin, insanlığın göstereceği tepkiler...