Elin adamına “milyon avroları” ver ama “kendi hakemlerine yüzde
10’luk zammı bile çok gör. Yöneticiliğinizi sevsinler… Getirildiği
günlerde “Galatasaray onun peşindeydi, sağ olsun Yıldırım
Demirören-Ali Dürüst ikilisi, sarı-kırmızıları kurtardı. Şimdi
Futbol Federasyonu, ‘yaşı yetmiş (Geldiğinde 73 idi) teknik
adamlıkta işi bitmiş, eleğini duvara asmış’ bir hocaya, rüyasında
bile göremeyeceği bir emeklilik ikramiyesi verecek” diye yazdığımız
Lucescu ile “yollar” ayrıldı.
Bir de övünülerek “Lucescu tazminat almayacak” denilmedi mi, inanın
insanın öfkesi, kafasının birkaç karış ötesine kadar
sıçrıyor!..
Geldiğinden beri, sanırım “bir galibiyet dışında saha içinde bir
şey yapamamış, bol bol gezmiş, tozmuş, yemiş içmiş, lafla gününü
gün etmiş” bir emekli hocaya bir de “milyonlarca avroluk tazminat
verilseydi”, rezalet tam olurdu!..
Ama “Türk spor basınının büyük bir bölümünün paylaşamadığı,
büyüklerde her hoca yeri boşaldığında ‘onu namzet gösterdiği” bu
zatı muhtereme, “feshedilen sözleşmesinin sonuna kadar alacağı
ücretler” ödenecek; “yani kendi yok, ama parasını alacak”; dahası
“onun yerine gelecek hocaya” da “milyon” avrolar, pardon TL’ler
ödenecek…
Bravo, Yıldırım Bey, “Siz babanız rahmetli Erdoğan Demirören’in
holdingini” böyle mi yönetiyorsunuz?..
Bu arada “iğneyi” de kendimize batırayım; bir muhabir kardeşimiz de
çıkıp, “Yolların ayrıldığı gün, Lucescu’un Türkiye’ye kaça mal
olduğunun ve millî takım teknik direktörlüğünde ne yaptığının;
hangi turnuvalarda, hangi maçlarda hangi sonuçların aldığının”
bilançosunu, TV ekranlarına, spor sayfalarına getirip; kamuoyunun
ve özellikle Demirören Federasyonunun önüne koymadı. Kaç puan, kaç
galibiyet, kaç beraberlik “kaça geldi”; kaça?..
İşte cumartesi günü sevgili Ömer Faruk, “içler acısı” bir gerçeği
yazdı; “Yıllardır, hakemlerin ücret konusunu dile getirmek hep bize
düşer. İki yılbaşı geçti. Amatör kümelerde, BAL liglerinde, 2 ve 3.
liglerde görev alan hakemlerin ücr...