Kendilerini, “Galatasaray’ın
sahib-i mutlakı zannediyorlar” ve ne yazık ki, “onlara ‘böyle
zannetmeyi ve zannettiklerini de hayata dökmeyi” Galatasaray
camiası bahşediyor!..
Bir “Cemiyet” var; “Galatasaray
Lisesi mezunlarını ve de Galatasaray Lisesi’nde bir tam yıl
okuyanları (o yıl sınıfta kalsa, kaldığı için başka liseye naklini
yaptırmış olsa bile) üye yapan ama “Galatasaray Lisesi’nde bir tam
yıl okumamış ya da mezun olmamış” bir Galatasaray Başkanı’nı,
“Galatasaray Üniversitesi’nden mezun olsa hatta o üniversitede
dekanlıklar, rektörlükler yapsa bile” Tüzüğü’nün “amir hükümleri
gereği, üye olarak kabul etmeyen” bir Cemiyet!..
Türkiye’de, dahası dünyada
“Galatasaray ile yatıp, Galatasaray ile kalkan” milyonlarca
Galatasaraylı var; yönetici olarak, sporcu olarak, hoca olarak
Galatasaray’ı sırtlamışlar var; ama “Galatasaraylılar Derneğine üye
olarak alınmıyorlar”; neden?
“O” Cemiyete göre, “Galatasaray”
demek, “Galatasaraylı” demek; “Galatasaray Liseliler” demek,
“lisede bir tam yıl okunması yeter bile” demek!..
CEMİYET VE
KULÜP!..
Peki, “Galatasaray’ı böylesine
sahiplenen” bu Cemiyet, “Galatasaray için, Galatasaray Kulübü için”
ne yapıyor; en buhranlı dönemlerde “maddi, manevi” bir yardımı, bir
desteği var mı?..
Bilmiyorum, duymadım ama bakın ne
yapıyor; “139 Galatasaray Lisesi mezununu ‘toptan’ ve ‘tek elden’
Galatasaray Kulübü’ne üye yapmak için sahneye konan senaryoya,
Tüzüğün ilgili maddelerini gözeterek ve Tüzüğün paspas edilmesine
göz yummayarak “Hayır” diyen Galatasaray Kulübü Sicil Kurulu
üyelerinden “Cemiyet’e de üye olan Başkan dâhil beşini” Disiplin
Kuruluna verip ceza yağdırıyor!
Neymiş; “çoğunda tek elden çıkmış
imzalar olan, kalanı adayın imzasının bile olmadığı üyelik
formları” ile toptancılık yapıldığı ortada iken ve “referans
imzalarında” da durum aynı iken ve eksikken, Galatasaray Kulübü
Sicil Kurulu “Bunu neden görmezlikten gelmemiş, bu üye adaylarını
üyeliğe almamış, bir de soruşturma yapmış, o soruşturmada 139 lise
mezunu genci zor duruma düşürmüş”; bu, Galatasaray’ı; Galatasaray
Lisesi’ni küçük düşürmek, yıpratmak değil miymiş?..
NİYET
NEDİR?..
Ortada, “bir Cemiyet’in ‘dünya
markası’ Galatasaray Kulübü’nün resmi kurullarına gözdağı vermek
niyeti ve uygulaması, bir korkutma ve sindirme tablosu” yok
mu?..
Neden bu soruları soruyorum; açın
okuyun Cemiyet Tüzüğü’nün “Disiplin Kurulu ve cezaları” bölümünü,
“Galatasaray Kulübü Sicil Kurulunun başkan dâhil beş üyesine ceza
yağdırmak için” ceza maddelerinin nasıl zorlandığını
göreceksiniz!..
Düşünmüyorlar; “bu toptancılıkta,
imza sahtekarlığı, referans imzaların yokluğu” sebebi ile Sicil
Kurulu, Tüzüğün gereğini yapmasa, araştırmasa ve “Hepinizi aldık”
dese, o 139 “yeni” üyenin içinde, “Fenerbahçeli, Beşiktaşlı,
Trabzonsporlu olanların bulunma ihtimali” peşin peşin çöp sepetine
atılmış olmuyor muydu?..
“Adaylık formunda iki Galatasaray
üyesinin referans imzalarının istenmesi” böyle ve de “benzeri” bir
durumun ortaya çıkmaması için Kulüp Tüzüğüne konulmamış
mıydı?..
1908 yılında ve “o günün şartları
içinde” Galatasaraylılar Cemiyeti’ni kuranların “kemiklerini
sızlatacak” bir tablo yok mu ortada?..
Peki, Galatasaray Kulübü
yönetimi, “kendi Sicil Kurulu’ başkan ve üyelerine ceza
yağdırılması karşı” ne yaptı; “Liseciler korkusu dağları bekliyor”
anlaşılan!..
Fenerbahçe!..
Ümraniyespor başta, Süper Lig’in
“en iddialı ve büyük takımlarına sahada kafa tutan, başa baş futbol
oynayarak kolay kolay teslim olmayan” Anadolu takımlarını kutlarım.
Türk futbolunun yarınları için umut veriyorlar,
bizlere…
Fenerbahçe’ye gelince,
“giydikleri formanın değerini, maç öncesi, maç sonrası iyi anlatan”
futbolculara sahip ama o futbolcuların büyük çoğunluğu “maç
başlayınca”, söylediklerini unutuyorlar!..
Ali Başkan’ın da, Ersun Hoca’nın
da işleri zor, hem de çok zor; Allah kolaylık
versin!..