Niçin “…ateşe atıyor” ibaresini seçtim; Galatasaraylılar
“1930’lara gitsinler ve Galatasaray-Ateş Güneş bölünmesini ve bu
bölünmenin Galatasaray’ı ne hâle düşürdüğünü hatırlasınlar”
diye…
Yirmi beş “anlı ve şanlı” liseli, beraberinde götürdükleri ile
“Ateş Güneş” (sonradan sadece Güneş) kulübünü kurmuşlar,
Galatasaray’ı “yarım düzinelik” gol farkları ile yenerek
şampiyonluklar kazanmışlar, Galatasaray’ı da neredeyse küme düşecek
hâle getirmişler. Sonra ayılmışlar, “şampiyonluğa giderken” kulübü
kapatıp, sahneden çekilmişlerdi ama Galatasaray “yıllar yılı”
şampiyonluğa hasret kalmıştı!..
Şimdi de “Liseciler”, borç batağından “belini doğrultarak çıkmak
üzere iken” ve de “Şampiyon olmuşken Şampiyonlar Ligi’ne hazırlık
yaparken ve transfer çalışmalarını yürütürken” Galatasaray’ı
“transfer yapamaz, Süper Lige ve Şampiyonlar Ligi’ne hazırlanamaz
duruma düşürecek” adımları “insafsızca atmak için” yarışıyorlar.
“İdari ibrasızlığı” bahane ederek Galatasaray Kulübü’nü yöneten
kadronun elini kolunu bağlamak üzere dava üstüne dava açıyorlar;
Türk adaletinin 11 Temmuz’da “yönetimin devam edip etmeyeceğine ve
seçimli genel kurulun yapılıp yapılmayacağına dair kararı vereceği”
bilindiği hâlde…
Mali ibra almış, mali konularda son dönemlerin “en başarılı”
yönetimi olduğunu göstermiş, takımı şampiyonluğa ulaştırmış bir
yönetimin elini kolunu bağlamanın Galatasaray’a neler
kaybettireceği ortada iken böylesine “insafsız bir liseciler
intikamının sahneye konduğunu görmek” bilmem ki Galatasaray
taraftarını mutlu edecek mi?..
139 liseli yeni mezunun “tüzüğün paspas ve ‘sahtekârlık’
iddialarının da örtbas edilerek kulübe üye alınmasını isteyen” ve
“bu istekleri kabul edilmeyince mali genel kurulda ‘350 oyluk’ bir
idari ibrasızlık darbesini, kargaşaya ve karmaşaya gelen bir oylama
ile yapan” Lisecilerin, “kana kan, intikam” görüntülü bu
adımlarının, Galatasaray’ın “tam da büyük rakipleri ile arasını
açma fırsatını yakalamışken” önünü...