Lisecilerin, “350 oyluk ibra darbesi” bekledikleri ve
istedikleri sonucu vermeyince, şimdi “başka yollar” denenmeye
başladı.
Ne yazık ki, “işin iç yüzünü iyi bilmeyen, nelerin döndüğünün,
döndürüldüğünün farkında olmayan” bazı anlı şanlı Galatasaraylılar,
eski yöneticiler, yazarçizerler de ve de en garibi Galatasaray
Divan Kurulu Başkanı bile (Mustafa Cengiz istifa etse, lisecilerin
başkan adayı olacağını İnan Kıraç açıklamıştı) “onların cephesine
su taşımaya” başladı!..
Dertleri, “sahtecilik ortadayken, 139 Galatasaray Lisesi mezununu,
tüzüğü çiğnemek pahasına kulübe üye yapılmamasının” intikamını
almak, “Bu kulüp liselilerindir, tüzük falan boş gelir” algısını
pekiştirmekti lisecilerin ve Mustafa Cengiz yönetimi “buna karşı
çıktı!..”
Şimdi “başka yollarla” Cengiz yönetimini “haletmek için”
çırpınıyorlar!.. Ve de “Şampiyonluğa üç adımı kalmış” bir takımın
“moralini, konsantrasyonunu bozmak” için “uydurulan haberlere
sarılmak” dâhil, her imkânı kullanıyorlar!..
Lisecilerin içinde “Galatasaray’ın şampiyon olmasının, Mustafa
Cengiz’in gitmesinin, gönderilmesinin önüne Çin Seddi gibi
çıkacağını” bildiklerinden, “Galatasaray şampiyon olmasın” diye dua
edenlerin bile olduğunu tahmin edebiliyorum!..
Bakınız, “efsane başkan” diye lanse edilen Fark Süren için şunu
söylemekte haklı olduğuma dair bilgiler, belgeler Türkiye gazetesi
arşivinde çoğu da manşetlere çıkmış olarak duruyor; “Süren, kulübün
batak hâle düşmesinin ilk sorumlu başkanıdır!..”
Bu başlangıçtan sonra, “öyle şeyler yazabilirim” ki, “hepsinin
haberleri, bilgileri, belgeleri, hem de hiçbiri tekzip edilmemiş
olarak” Türkiye gazetesinin arşivlerinde duruyor; bugün Süren’i
“efsane başkan” diye lanse etmeye çalışanlar, utanırlar, hem de
“bir kere değil”, bin kere!..
Bilmeyenler, bana telefon etsinler, onlara anlatayım.
Burada yazmak istemediğim “TGS skandalından, AIG felaketine kadar,
bakkal, manav borçlarından, kulübün telefonlarının icra yolu ile
kapatılması...