“Sattığın kadar alabilirsin” şeklindeki UEFA sınırlaması da
“transferin temelini” “zorunlu olarak” teşkil edince, transfer ayı
sonrasında “bonservissiz şöhretler” ile “kiralanan şöhretler”
karması kuruldu. “İsim ve kariyer olarak” müthiş bir kadro!..
Ne var ki, bu kadrodaki, hem de Fatih Hoca’nın “en güvendiği ve
ısrarla ilk on bire koyduğu” şöhretler, herkesi şaşkınlık içinde
bırakan ve de futbola, kariyerlerine, karizmalarına ihanet eden bir
“vurdumduymazlık” içinde ilk yarıyı tamamlayınca… Şampiyonlar
Ligi’nde “çok acı”, Süper Lig’de “acı” bir tablo imzalar atıldı;
Türkiye Kupası’na da neredeyse “paydos” deniliyordu…