Şenol Hoca, hiç merak etmesin; bu geceki Arnavutluk maçından
itibaren”, hepimiz ayaktayız, ayakta olacağız!.. Dile kolay, 15 yıl
sonra, Şenol Güneş Türk Millî Takımı’nın başında” sahaya çıkıyor;
hem de “Dünya üçüncüsü olarak bıraktığı” Türk Millî Takımı,
“Lucescu sayesinde” küme düşer hâle gelmiş ve de FIFA sıralamasında
40’ıncılığın kapısına dayanmışken!..
Sevgili Hasan Sarıçiçek’in “basın toplantısı” haberinde yazdığı
gibi, “umut saçarak” geldi Hoca’mız. “Birlik / beraberlik… İlk 10
hedefi…Dahası Avrupa şampiyonlukları, Dünya Kupaları da ilk 10
hedefinin sonundaki hedefler!..”
Dedi ki; “Sinmişliği, bezginliği, yeniden beklentiye ve başarıya
çevirmeliyiz… Yeniden yapılandırma değil, yeniden herkesin ayağa
kalkmasını istiyorum. Yine de radikal bir değişiklik isteniyorsa
yaparım ama bu, sadece benimle olmaz. Bu işte pek çok ayak var,
medya, ben, futbolcular, yöneticiler... Hıncal Ağabey ‘Niye üçüncü
oldunuz’ demişti. İnşallah bunları bir daha söyletiriz ona.”
Bu hedeflere, bu sözlere, bu umuda, bu azme, “hangi Türk” destek
vermez, “üzerine düşeni yapmaz” ve de “Hoca’mızın dediği gibi”
ayağa kalkmaz?..
Şenol Hoca, hiç merak etmesin; bu geceki Arnavutluk maçından
itibaren”, hepimiz ayaktayız, ayakta olacağız!..
Yeter ki ve öncelikle Lucescu’nun “sindirdiği, bezdirdiği” millî
futbolcularımız sahada ayağa kalksınlar!..
Üst üste oynayacağımız iki maçtaki rakiplerimiz, futbol olarak da
sonuç olarak da, “Ayağa kalkıyoruz” diyebileceğimiz rakipler. Şenol
Hoca, nefesini, sözlerini, liderliğini, heyecanını, güvenini “bu
kısa süredeki dokunuşu” ile futbolcularımıza aşılayabilmişse, zaten
“ayakta kalmaya ilk ve en önemli adımı atmışız” demektir!..
Şenol Hoca’m, fazla “hassas olma” ve de “Onu neden aldın, bunu
neden almadın” eleştirilerine aldırma. Dünyanın her yerinde “basın
ve gazeteci” bu soruları sorar, bu tartışmaları açar ve bu
polemiklerle de beslenir.
“Bunca tecrüben var” ama görüyorum ki, “bu polemik duş...