Mehmet Özdilek Hoca’nın verdiği “erken” ders inşallah seni
kendine getirmiştir; yoksa sen de ‘üç mektup’ yazmaya başla…
Erzurumspor ile kendi sahasında 2-2 berabere kalarak ilk yarının
son haftasına “17’ncilik ile giren” Fenerbahçe’nin “çiçeği burnunda
hocası” Ersun Yanal’ın gazetelerde yer alan sözlerini okuyunca
kahkahalarla güldüm.
Haberlere göre, “maçın ilk yarısını 2-0 galip kapatmanın, ikinci
yarıda çok kötü futbolla 2 gol yiyerek 17’ncilikten kurtulamamanın
sebebini” İdari Menajer Volkan Ballı’ya şöyle anlatmış:
Yabancı teknik adamlar bizim futbolcuların dilinden anlamaz,
ruhlarını okşayamaz diye bilirdik. Buna rağmen her zaman en azından
fizik olarak hazır olduklarına emin olurduk. Bu maçta gördük ki, bu
çocuklar bırak ruhlarının okşanmasını, idman bile yapmamışlar.
‘Enkaz bırakılmış’ edebiyatı yapmak istemiyorum. Ancak gerçekler
ortada. Bunu düzeltmek de bizim işimiz. Elimizden geleni
yapacağız.
“Yabancı hocalar için ‘toptancılık yapma ayıbını” bir tarafa
bırakarak başlıyorum “Ersun Hoca isyan etti” başlığı ile verilen
haberlerdeki gözlerine “niçin isyan ettiğimi” yazmaya:
Madde 1 - Aylardır tribünler “Ersun Yanal” diye inliyor, el
altından zemin yoklamaları yapılıyor, arada gidip gelenler var;
Fenerbahçe Başkan Vekili’ne kadar. Hiç mi, TV’de Fenerbahçe
takımının maçlarını seyretmedin? Hiç mi maç eleştirilerini
okumadın, hiç mi birkaç karşılaşmanın, mesela daha bir hafta önce
Akhisarspor önünde hezimete uğranılan maçın kasetini seyredip,
analiz etmedin? Dahası; ilk çıktığın antrenmanlarda futbolcularına
“üstadı olduğun” kondisyon idmanını yaptırarak fizik güçlerini
ölçüp biçmedin?
Ve de “futbolcularının doğru dürüst (Bu ‘doğru dürüst’ nitelemesini
ben ekledim. Onu bile söylememişsin) idman bile yapmadıklarını”
söylemen için, açık açık söylemesen de “ima etmen için”, ille de
“iki farklı öne geçip iki gol yiyerek” küme düşme hattında kalman
mı gerekiyordu?..
Madde 2 - Çok açık ki, “Nasıl olsa kendi sahamda...