Artık kimse bana “Liseciler ayrımcılığı yok” demesin. “Liseli
olmayanlar” ve “Liseliler” ile 23 Mart Cumartesi günkü senaryoyu
yazan ve oynayan “Liseciler” aynı kefeye konamazlar! Evet,
Galatasaray tarihînde “kara günler” vardır; bunlara bir yenisi
eklendi; 23 Mart 2019 Cumartesi gününde!..
“Kana kan, intikam” diyenler, Yargıtay’ın “olmaz” dediği “İdari
ibrasızlığı” yeniden denediler, başardılar ve “zafer çığlıkları,
naraları atarak” salonu terk ettiler!..
Ve de, “İbra edilmeyen yönetimin hazırladığı 2019-20 bütçesi “100”
kişinin, evet “yazı ile” de “yüz” kişinin oyuyla kabul edildi;
utanç verici bir acı tablo!..
Türkiye’de ve dünyada onlarca milyon taraftarı olan, camiası
“dernekleri ile beraber” yüz binleri bulan, “genel kurula katılma
hakkına sahip” 9 bin civarında kulüp üyesi olan, o gün “genel
kurula katılan üye sayısı 1.200’ü geçen” Galatasaray’da, yönetim,
“Bu kulübün tapusu bizimdir” diyen “lisecilik zihniyetini” temsil
ettikleri açık açık görünenlerin sadece ve sadece 358 oyuyla “ibra
edilmedi.” Zira, “aynı minval konuşmalarla genel kurul uzatılmış,
üyelerin çoğunluğunun “geç saatlere kalan ‘ibra oylamasını’
beklemeden” salondan ayrılması sağlanmıştı.
Ya o “oy sayımı rezaleti”; böyle bile oylama Çatladıkapıspor’a bile
yakışmazdı ve “oy tasnifi’nin (!) üzerine” düşmeyen gölge
kalmadı.
Ve de “kulübün mali bakımdan son derece kritik dönemeçleri”
dönülürken, dahası, “sportif alanda” başarılara doğru adımlar
atılırken, tam bir kaos ortamına sürükleneceği düşünülmeyen bu
“darbe” ile ilgili olarak “derin” Galatasaray’ın şeflerine
sorulacak çok soru var.
Düşünün; kürsüden “Seçim kararı al, yoksa ibra etmeyeceğiz”
denilerek, binlerce oy alarak seçilmiş bir Başkan’ın ve yönetiminin
tehdit edilmesi, bitmedi; bir eski başkanın yönetim masasına gidip,
“Seçim kararı alacağını açıkla, yoksa ibra alamayacaksın” diyerek
“isteneni yapması için baskıya tevessül etmesi” üzerine,
Galatasaray Başkanı, “bu tehdide boyun eğip...