Belhanda ve Onyekuru’dan, “gol pası beklemekle Galatasaray’daki
ömürlerini tüketecek olan” Diagne ile Mitroglou’na acıyorum Eğer
Galatasaray, “tarihin en kötü Fenerbahçe kadrosundan seçilmiş 11’i,
hem de maçın büyük bir bölümünde 10 kişi kalmışken bile
yenemiyorsa”, elbette “hakemdi, Fenerbahçe Stadı’nın gizemi ve
büyüsü, şuydu, buydu” diye bir yığın “sebep, mazeret, bahane”
sayılabilir, yazılabilir ama, bu “nedenler görüntüsü” acaba “işin
gerçeği” midir; hele hele takımın hocası, Fatih Terim olursa?..
“Geçen yılın şampiyon takımı”, transferde “zedelense” de, “istenen
ve beklenen transferler yapılamamış olsa” da, bugün “her şeye
rağmen şampiyonluk, Türkiye Kupası ve Şampiyonlar Ligi kovalayan”
takımdır ama asla “Fatih Terim Takımı” değildir!..
Zira, Fatih Terim Takımı, “bir disiplin ve istikrar takımıdır, bir
aidiyet heyecanı, coşkusu takımıdır, bir yardımlaşmak, fedakârlık
ve inanç takımıdır”; bugünün Galatasaray’ında “bu temel ilkelerde
eksiklikler”, hem de “büyük eksiklikler” vardır ve Fatih Hoca’nın
“bütün çırpınmalara rağmen”, işte sezonun sonu gelmek üzere;
“disiplin ve istikrar” hâlâ yakalanamamıştır!..
Neden; “bu” sorunun cevabını bulmak için arşivimde “biraz”
dolaştım, bakındım. Bir zamanlar “benzer bir tablo” ortaya
çıktığında “Bir Bilen’e sormuşum”, bana demiş ki; “Bu konu,
Amerikan futbolunda bilimsel bir araştırma yapılarak bir sonuca
ulaştırılmış, araştırmada takımda dört grup oyuncu olduğu ortaya
çıkmış.
A Grubu; Takımla bağlantısını kafadan tamamen koparanlar,
B Grubu; Takımla bağlantısı kısmen devam eden ama kulakları
dışarıdan gelen tekliflerde olanlar,
C Grubu; Takımla bağlantısı zihnen devam eden ama duygusal bağ
geliştirmeyen oyuncular,
D Grubu; Kulüp ve takımla zihnen ve ruhen özdeşleşip aidiyet
duygularını geliştirenler.
Eğer takımın kadrosunda C ve özellikle D Grubu oyuncular çoksa,
istikrar olur, disiplin olur, ‘ekip zekâsı’ gelişir. Aksine, A ve B
Grubu’nda olan oyuncular f...