Şampiyon olundu, “Şampiyonlar Ligi’ne 4’lü gruplardan ve son
torbadan” başlanacak ve…
Transfer ayında Galatasaray’ın karşında bu defa UEFA var; “yenmek
imkânsız”, bir “golsüz beraberlik” öpüp de başa konulacak bir sonuç
olacak!..
Fatih Hoca’nın “7’nci şampiyonluktan sonra”, hedefe “Şampiyonlar
Ligi’ni koyması”, Galatasaray adına da, kendi adına da “Artık
zamanı geldi” dedirtiyor; öyle ya müzede UEFA Kupası ile Süper Kupa
ve de “onca yıldız taktıran” Süper Lig şampiyonluk kupaları varken,
“Galatasaray’a ve Fatih Hoca’ya yakışan” başka hangi hedef kaldı
ki, futbolda?..
İşte onun için, “UEFA uzlaşması içinde”, şampiyon olan takım
“takviye edilmeli” ki, gruplardan “yüz akı bir sonuç” çıksın!..
Süper Lig’in son haftaları gösterdi ki, “Galatasaray’ın rotasyon
dönemecinde yeterli oyuncusu” yok ve de dahası “ilk 11 için”
bile kadro eksik!..
Detaya girmeden “içeriden ya da dışarıdan takviye edilmesi gereken”
6 yeri “önem sırasına göre” yazalım; 1. Kaleci (Muslera’nın
yedeği), 2. Forvet (Gomis’e yedek ya da destek; Eren Derdiyok?), 3.
Sağ açık (Feghouli’ye yedek, ama Sinan’ın önünde), 4. Stoper
(Ahmet Çalık ya da Koray Günter’den biri kazanılmalı), 5. Orta saha
(Selçuk ve Belhanda’daki iniş çıkışlar sebebi ile), 6. Sol bek
(Seyircinin tutmadığı Latovlevici’nin yerine)
Aslında mesela, “Belhanda, Selçuk, Sinan ve Eren, hatta Latovlevici
de yeterli görünüyor” ama, “Şampiyonlar Ligi” bir başka!..
Neden yeterli; zira Belhanda da, Selçuk da, Sinan da yeni sezona
“Fatih Terim ile başlayacak ve hazırlanacaklar”; çok eleştirilen
Feghouli, Latovlevici ve “yok sayılan” Eren Derdiyok ve Ahmet Çalık
ya da “yok olan” Koray Günter de öyle. Neden Denayer ve Donk gibi,
hatta rotasyondan öteye “doğrudan ilk 11’in ve taraftarın
alkışladığı adamlar” olmasınlar?..
“Para yok (Ama Trézéguet gibi bir açık alınabilirse, Rodriguez
satılarak ve eldekilerin takıma giremeyen bazıları sayılarak ya da
gönderilerek kaynak oluşturulabilir)” ve “UEFA” var; önce
“eldekiler elden geçirilmeli” ve sonra da “yerli bazlı” transferler
yapılmalı. Türkiye’de “Galatasaray’ı takviye edecek” çok iyi
oyuncular var ve her gün yazılıp çiziliyor.
Dahası, Galatasaray’ın bu transfer ayında, hem de “gelmeye can
atacak” oyuncular için büyük kozları var; “şampiyon bir takıma
gelecekler, Şampiyonlar Ligi’nde oynayacaklar” ve Fatih Terim gibi
bir hoca ile çalışacaklar; futbolda “istikbal ve kariyer arayan”
genç futbolcular için “para kadar” önemli değil mi, bu
kozlar?..
Mustafa Başkan ile Fatih Hoca el ele, “Şampiyonlar Ligi gruplarında
iyi sonuçlar alacak bir takım” oluşturacaklardır, hem de her türlü
engele rağmen, Galatasaraylılar sabırlı olsunlar!..
Hangisi?..
Bir tarafta “22 yıl Arsenal’e teknik direktörlük yapan” Arsene
Wenger, öte tarafta “Real Madrid’e 3 yıl üst üste Şampiyonlar Ligi
Kupası’nı aldırdıktan sonra istifa eden” Zinedine Zidane!..
Ve de son iddia; “Real Madrid Zinedine Zidane’ın yerine Arsene
Wenger’i getiriyor!..
Dahası, Fatih Terim de “Ben Galatasaray’ın başında 22 yıl
kalabilseydim, kim bilir neler olurdu” diye iç çekip, etrafa
mesajlar veriyor!..
Buyurun, bu ülkede “8-10 anlı ve de şanlı” teknik adam ve de
yönetici bulunamaz ve de onlara “şu sorular” sorulamaz mı idi,
“gazetecilik” adına:
Siz olsaydınız “Arsene Wenger gibi” mi, “Zinedine Zidane gibi” mi
yapardınız? / Real Madrid Arsene Wenger’in iş başına getirmesi
kararı, doğru bir karar mı? / Fatih Terim haklı mı?..
Söyleyin bana, okurlarım, “bu haberi” keyifle okumaz
mıydınız?..
Bana göre…
“Hangisi” başlıklı bölümü okuyan okurlarım, “haklı” olarak
“Sorduğun sorulara sen de bir cevap ver de, bakalım ne diyeceksin”
diye düşünebilirler. İşte cevaplarım:
Ben “Zidane’ın kararına saygı duydum” ve alkışladım; “zirvedeyken
bırakmak” doğrusu ya “yarışmacı bir hoca için” yapılması gereken
ilk iş; “inişe geçtikten sonra”, artık çok geç!..
Mesela, Beşiktaş’ta üst üste iki şampiyonluktan ve Avrupa’daki
başarıdan sonra, Şenol Güneş, Zidane gibi yapamadı, inişe geçti,
şimdi “yeniden” uğraşıp duracak!..
Real Madrid’in “Arsene Wenger’i göreve getirmek istemesi”, altını
çiziyorum, “Real Madrid gibi” bir kulüp için intihar olur; zira
Arsene Wenger “yetiştirmeci” bir hoca, “yarışmacı” değil!..
Fatih Terim “haklı değil”; bir defa “Galatasaray’da 22 sene”; ancak
tüzük değiştirilip, “Fatih Terim 22 yıl Galatasaray’da teknik
direktörlük yapacaktır ve bu madde değiştirilemez” hükmü
getirilirse, olabilir. Tüzüğe bu madde konulsa bile, yürümez, zira
“burası Türkiye”, olsa olsa “22 yılın ancak hayali kurulur!..”
Froome ve bizimkiler!..
Chris Froome İtalya Bisiklet Turu’nu kazandı, hem de “Artık
yapacağı bir şey kalmadı, kaybetti” denildiği turun son etaplarında
“inanılmazı gerçekleştirerek!..”
Üç büyük (İtalya / Fransa / İspanya) turun “en zorlu birkaç
tırmanış etabından birini, Zotalan’ı kazanarak, “işareti vermişti”,
kimse anlamak istemedi. 19’uncu etapta hem de “80 kilometrelik bir
solo kaçışı gerçekleştirerek 4 dakikalık farkı kapatıp, hem de 3
büyük rakibini (Yates, Pinot, Aru) yollara gömerek, Dumoulin’i de
arkasına itip pembe mayoyu sırtına geçirmesine kimse inanamadı.
“Bacakları bitmiş olabilir” denilen 20’nci etapta “pembe mayoyu
muhafaza edip” 21’inci son etapta Roma’da “muzaffer komutan gibi”
zafer turu atmaz mı; herkes şaşkına döndü!..
Ne yazık ki, “bizimkiler”, yani Eurosport kanallarının “canlı
naklen yayınlarını anlatan”, Chris Froome ve takımı Sky’ı “nedense”
hiç ama hiç sevmeyen grubu, gene yaptı yapacağını. Bu, “bisikletin
efsaneleri arasına giren” genç adamı, “küçümsemek, kötülemek için”
her zamanki gibi, gene imalı ya da açık seçik neler söylemediler”
ki, tur boyunca; yazıklar olsun!..
Ey, Eurosport yöneticileri, Fransa Turu geliyor, “bu çirkin tablo”
için lütfen ve acilen bir çare bulun!..
Şaka!..
20 yıl Başkan, 20 tane “Yerli / Yabancı / Dünya / Avrupa /
Türkiye çapında Hoca” ve sonuç; Fatih Terim 8 yılda 3 büyük kupa
bazında (Süper Lig - Türkiye Kupası - Süper Kupa) ve “kazanılan
toplam kupalar” tartısında 20 yıllık başkanı da, 20 hocayı da
geçti.
Fenerbahçeliler, 21’inci yılda da geçmesini mi istiyorsunuz; karar
verin, ama sandıkta!..