Bu sezon ilk defa perşembe gecesi
Galatasaray futbol takımında 'yarınlar için' ışıltılar" görmeye
başladım. Hem de Muslera'nın "sebebi açıklanamaz" formsuzluğuna,
Kerem'in "Marcao saldırısının travmasını atlatamamasına", orta
sahasını "defansif - ofansif terazide dengeleyecek istikrarı"
yakalayamamasına rağmen…
Boey ve Annholt "yerlerine oturuyorlar"… Feghouli, Belhanda'nın
şemsiyesinden kurtulmanın hürriyeti içinde "iyi işler" yapmaya
başlıyor… Alpaslan, "Galatasaray'ın Marcao gibi bir çirkin adama
ihtiyacı olmadığını" gösterecek güvene ve sağlamlığa çok yakında
kavuşacağının sinyallerini veriyor… Luyindama ve Babel "bu takımda
kalalım" futbolunu oynuyorlar...
Ve gelelim Diagne'ye; "Bu takımın santrforu benim" diyor ve "o
yeri" hak ediyor; müthiş bir değişim ve gelişim var; "Belhanda'sız"
takım ve "Belhandasız" Feghouli ona çok yaradı, yarayacak!..
Hele hele bu sezonun ülkemizde "en iyi yabancı transferlerden biri
olan" Morutan başta yeni gelen Rumenler takıma dâhil olunca… Ve de
Gedson Fernandes gelirse…
Hâlâ "nokta" koyamıyorum, zira bir Barış Alper" seyrettik ki,
perşembe gecesi… Müthiş kere müthiş… "Devam...