Bıktım, “Fatih Hoca’ya ‘biraz
dokundurunca’ bazı Galatasaraylılardan gelen” mesajlardan,
maillerden… İçlerinde iş adamları var, akademisyenler var,
bürokratlar var, eski yöneticiler, futbolcular, antrenörler var…
Gazeteciler bile var… Tribünlerde oturanlar da çoğunlukta…
Diyorlar ki; “Ne alıp veremediğin var, Fatih Hoca’dan… Onunla yatıp
kalkıyor, durmadan aleyhinde yazıyorsun…”
Hangi birini düzelteyim; “Onunla alıp veremediğim hiçbir şey
yok!..”
Daha dün gibi… Mustafa Cengiz Başkan’ın son üç sezonunun ilk
ikisinde “onca milyon avrolar harcatarak kurdurduğu kadroların
başarısızlığı sırasında”, herkes onu ağır şekilde eleştirirken,
savunan hemen hemen “tek” spor yazan bendim!..
Öyle ki, sevgili kardeşim Hıncal Uluç kaç defa “bu gerçeği” yazmış,
beni bol bol eleştirmişti… Benim yazılarım da, Hıncal kardeşimin
yazıları da arşivlerde duruyor…
1900’lü yılların sonrasında, “Galatasaray, Fatih Terimli olarak ‘4
şampiyonluk ve UEFA Kupası’ yolculuğuna çıkmadan” hemen önceki
“başarısızlık” günlerinde…
“Onu eleştiriyoruz” diye, ekranlardan “dört spor yazarı için” ağır
sözler sarf eder ve “Onlar firavun, ama...