Geçen yıl ligin gol kralı Diagne’yi rezil eden disiplinsizler
ordusu, bu yıl da aynısını Falcao’ya yapıyor… Geçen hafta “Çarşamba
günkü” yazımda şunları yazmıştım; “Şaşıyorum; bir takım kötü
oynayabilir, bir takım yenilebilir, bir takım camiasını,
taraftarlarını, seyircilerini hayal kırıklığına uğratacak puan
kayıpları yapabilir; bunları yapan takım Galatasaray olabilir;
Fatih Terim’in Galatasaray’ı da olabilir, amma…
Eğer o takım ‘Fatih Terim’in takımı ise’, bütün bu yazdıklarım olsa
bile, ‘bir şey’ olamaz; o takımda ‘disiplinsizlik’ olamaz… dı…”
Şaşkınlığım Fenerbahçe maçında daha da arttı; zira
“Disiplinsizler”, Galatasaray için bu “sezonun en kritik derbisinde
bile bildiklerini okumaya” devam ettiler!..
Koca bir ilk devrede “müspet tek hareketi olmayan” Feghouli, geçen
yıl ligin ikinci yarısında yaptıklarının bonusu olarak ikinci
yarıya çıkarılmasına “teşekkür etmesi” gerekirken… Neydi onun,
“gecikmiş ve haklı olarak” oyundan alınışından sonra sahadan
çıkarken ortaya koyduğu “nankör” direniş?
Utanmadı; “Belhanda ile beraber” geçen yıl “Türkiye Süper Ligi’nin
gol kralı Diagne’yi rezil eden” davranışlarını, bu yıl da hem de
“böyle bir maçta, 85 dakika onlardan pas bekleyen ve alamayan”
Falcao’ya da reva gören kendisi değil miydi?..
Ya “futbol suçu ortağı” Belhanda? Onca korneri, ön direkte duran
Fenerbahçeli oyuncunun kafasına nişanlamak, doğrusu ya “özel”
maharet isterdi; başardı!..
Ne yazık ki, Babel de 90 dakika inat ve ısrarla “Falcao da kim,
golcü benim” edası ile oynayıp durdu.
Yazdığım bu “tekniği yüksek, kaliteli ve milyonlarca avroluk”
oyuncular, Fenerbahçe kalesine “golü bıraktım” 90 dakika “doğru
dürüst bir şut atamazlar” mı, Falcao’ya “gollük bir pas” veremezler
mi? Atmadılar, atamadılar, vermediler, veremediler!..
Ne coşku var, ne tempo var, ne hırs ve ne de Lemina’nın “Altay’ın
kurtardığı” iki şutunun ötesinde, “kazanmak adına” bir şey! İşte
“resmî 7 maçta sadece 6 gol atabilen” 140...