Bakın bakalım kulüpler bu yıl mı, geçen yıl mı transfere daha
çok harcadı? Üstelik de Mali Fair Play sınırlarını aşmadan… Hey…
Galiba isteniyor ki; “Türk futbolu, içine kapanmış Balkanlardan
daha öteye gitmesin!”
Dahası; “TV’lerde seyredilebilir hâle gelen Türk futbolu, gene
‘radyo günlerine’ dönsün!..”
Dahanın da dahası; “Maç naklen yayınlarını yapan” şirket “Birleşik
Arap Emirlikleri’nde, Çin’de, Japonya’da, ABD’de daha kaliteli /
mücadeleli / TV başına , tribünlere daha çok seyirci toplayan
futbol oynanıyor” diyerek, “terki diyar etsin!..”
Bitmedi; “Kulüp store’ları ‘sinek avlayarak” kapansın ve de o
“modern ve çok ülkenin ağzının suyunu akıtan” tribünler,
“seyircisiz cezası almışların” görüntüsüne bürünsün!..
Spor sayfaları ve TV ekranları, Monaco gibi bir “ışıltısız” bir
kulübün “bonuslar hariç, 12 milyon avro yıllık maaş ödediği” Falcao
gibi “Dünyanın hâlen futbol oynayan en ünlü beş golcü santrforundan
birini” hem de “bonservis bedeli” ödenmeden Türkiye getirilişini
“Vay efendim, Türk kulüpleri borç içinde, bu paraları nasıl
verirlermiş” yorumları ve manşetleriyle (Sizlerin de kulaklarınız
çınlasın benim sevgili Ümit Aktan ve Kemal Belgin kardeşlerim)
dolduranlara, inanamıyorum. Adam daha maça çıkmadan “kulübüne
kazandırmaya başladı”; imza töreni tribünleri ve
store’lardaki forma satışları neyi gösteriyor?..
Bir de, evet bir de düşünün bakalım, “sizlerin dediğiniz olursa”,
kaç kişi kalacak spor müdürlüklerimizde ve TV ekranlarımızda,
“bedava” yazdırılan ve konuşturulanlardan başka; istediğiniz bu
mu?.. “Futbol Federasyonu ve UEFA uyuyormuş” diye yazarken,
konuşurken hiç olmazsa biraz “hesap kitap” yapın!..
Bakın bakalım; geçen sezonun başında mı, yoksa bu transfer ayının
sonunda mı Galatasaray’ın, Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’ın,
Trabzonspor’un “bütçeleri, futbolculara ödenecek maaş ve prim
toplamları, ödenen bonservis bedelleri” daha düşük ve de
“gönderi...