Türk futbol tarihinde “bugüne kadar yaşanmamış” bir gün
yaşayacağız!..
“Şampiyon” ve de “Avrupa kupalarına katılış sırası” aynı zamanda
“aynı dakikalarda oynanacak” 4 maçla belli olacak!..
Beşiktaş hariç “4 takımdan 3’ünün şampiyonluk şansı” var ve de 4
takımın dördü de “Şampiyonlar Ligi’ne katılmaya” hak kazanabilirler
ya da “UEFA Kupası’nda oynama” durumunda kalabilirler!..
Bütün bir hafta boyu yorumlar yapıldı, tahminler yapıldı, türlü
çeşitli “sosyal medya ya da fısıltı gazetesi iddiaları” bütün yurda
yayıldı; “Futbol Federasyonu / Beşiktaş / Fatih Terim / Hakemler /
Fenerbahçe / Başakşehir üzerine kurulu” komplo teorileri konuşuldu,
tartışıldı ve nihayet “Dananın kuyruğunun kopacağı” gün, geldi
çattı!..
“Futbol bu” her şey olabilir; maalesef “bu yıl” için söyleniyor;
“Hakemler bu” her şey olabilir, ama normali şu:
Galatasaray birinci, Başakşehir ikinci, Fenerbahçe üçüncü, Beşiktaş
dördüncü ve de Galatasaray ve Başakşehir Şampiyonlar Ligi’ne,
Fenerbahçe ve Beşiktaş UEFA Kupası’na!..
“Normali olmazsa”; işte o zaman “her şey olabilir”; olabilecekleri
yaz yazabildiğin kadar.
Ben “yazmak yerine” maçlarda “son hakem düdüklerini beklemeyi”
yeğliyorum; bütün takımlara bol şans, hocalara, futbolculara,
hakemlere başarı, tribünlerdeki ve TV başlarındaki seyirci ve
taraftara da “sabır” diliyorum.
Futbolumuz, sporumuz için “dostluk ve güzelliklerle dolu” bir gün
olsun!..
Bu da psikolog görüşü!..
İnanılır gibi değil, “hiç durmadan konuşuyor, konuşuyor, konuşuyor”
ve de herkes birbirine soruyor; “Bugüne kadar hocalar içinde en
içine kapanık, en az konuşan, sahnede öne çıkmayı sevmeyenlerden
biri olarak ün yapan Aykut Kocaman’a ne oldu? Tam bir ishal-i kelam
tablosu, sebebi ne ola ki?..”
Ben de bir psikolog arkadaşa sordum durumu, bana dedi ki; “Kendi
kendiyle hesaplaşıyor ve kendi kendini suçlu buluyor. Ancak takımı
şampiyon olursa, eskiye döner. Yoksa konuşmaya devam edecektir,
suçun kendinden uzak olduğuna, başkalarını değil, kendisini
inandırmak ve avunmak için!..”
Arda ve hoşgörü!..
Sevgili kardeşim Hıncal başta birçok gazeteci / yorumcu
arkadaşımız, özetle “Arda linç edilmek isteniyor, Federasyon ve
kurulları da intikam için bu linçte görev üstlendi ve kimseye
verilmeyen çok ağır bir cezayı verdi” görüşü üzerine TV
ekranlarında ve spor sayfalarında konuşuyorlar, yazıyorlar;
Arif’in, Caner’in cezalarını örnek gösteriyorlar!..
Ben de onlara diyorum ki; mesela TV ekranlarında “o tartışmalar
sırasında”, ekranlara “Arif’in, Caner’in hakeme, Arda’nın hakemlere
yaptıkları, hem de dönüp gene hakeme yaptığı hareketler,
hakaretler” getirilse ve o görüntüler üzerine konuşulsa, Saldırı
nedir, var mıdır” üzerinde karara varılsa ve de “Disiplin
Talimatı’nın ilgili maddeleri okunsa” nasıl olur?..
Arda, onca uyarıya rağmen “futbol intiharı” denemeleri yapıyor; “bu
şok ceza bile onun aklını başına getirmezse”, zaten yapacak başka
bir şey yok; gitti, gider!..
Atletico Madrid’deki, Barcelona ilk günlerindeki Arda nerde, “16
maçlık cezaya gelinen süreçteki” Arda nerede?..
Tam bir dram, romanı yazılır, dizisi, filmi çekilir ve de “genç
bütün sporculara örnek ve ders olur!..”
Arda, üstelik “en alt sınırdan verilen” (Talimatı bile okumadan “en
üst sınırdan” diye yazanlar, atanlar bile vardı) bu cezayı hak
etmiştir, çekmeli ve kendine gelmelidir!..
“Onu kazanmak isteyenler” ki, “hepimiz” çocukluğumuzda anlatılan
“küçük çocuğunun küçük küçük suçlarını giderek büyümesine rağmen
hoşgörüyle karşılayan anne ve sonrasında idam sehpasına giden oğul”
anekdotunu hatırlamalıyız!..
Üstelik Arda, “çocuk” da değil artık!..
Not: Başına plates aletinin demiri düşen ve kafasına 18 dikiş
atılan Arda’nın eşi Aslıhan Doğan’a ve Arda’ya “Geçmiş olsun”
diyor, en kısa sürede “sağlık” diliyorum.
Çok şükür!..
Galatasaray’ın UEFA ile yaptığı sözleşmeye, gazeteler “IMF
Sözleşmesi gibi” dediler!..
UEFA’ya dua etmeli sarı-kırmızılılar, “IMF sözleşmesi gibi” yerine,
pekâlâ “Düyun-u Umumiyelik” bir sözleşme de imzalatabilirlerdi.
Duygun Hoca ödemeli!..
16 maç takımın başında kalan Galatasaray Teknik Direktörü Cesare
Prandelli’yi kovan kim; “Hukukçuların hocası, Galatasaray
Üniversitesi Hukuk Fakültesi eski dekanı, Galatasaray Üniversitesi
eski rektörü, Galatasaray Divan Kurulu ve Kulüp eski başkanı”
Duygun Yarsuvat!..
Uluslararası Spor Mahkemesi CAS, Prandelli’nin Galatasaray aleyhine
açtığı tazminat davasını sonlandırdı ve sarı-kırmızılı kulübü “7
milyon avro ödemeye” mahkûm etti!..
Bu cezayı “Galatasaray’ın efsanevi hukukçusu” Duygun Yarsuvat’ın
ödemesi gerekmez mi?..
Şaka!..
Sevgili kardeşim Hıncal Uluç’un “Tebessüm” adlı köşesinden aldım
“bu ‘Erkek - Kadın’ diyaloğunu” ve de “telif ücreti olmasın” diye
“birazcık” değiştirdim:
Fikret Orman - Gene Güneşim olmak ister misin?..
Şenol Güneş - Evet!.. Evet!.. Evet!..
Fikret Orman (İçinden) - O zaman benden 149 milyon 597 bin 870
kilometre uzak dur!..