Hiç yoktan, Türkiye’nin en büyük sanayi imparatorluğunu kuran,
en büyük holdingini yapılandıran” Vehbi Koç (Allah rahmet eylesin)
büyük adamdı, “büyük düşünen” adamdı, “büyük işler yapan”
adamdı.
O hiçbir zaman “ramp ışıklarına çıkmadı”; dahası, “gazetelerin /
TV’lerin ‘rol model’ kahramanı olmayı” istemedi; mütevazı yaşadı,
“büyük adam” olarak aramızdan ayrıldı; arkasında “büyük izler”
bıraktı…
Ne yazık ki, bu girizgâhtan sonra “torunu”, Aziz Yıldırım ile
başkanlık mücadelesinde yazılarımla “büyük bir umut ve inançla
destek verdiğim” Ali Koç için “bundan sonra yazacaklarımdan” büyük
bir üzüntü duyuyorum… Okumalı ve düşünmeli…
O “büyük” Adam, “çocuklarına ve aile fertlerine ‘siyasete fiilen
katılmayı, spor kulüplerine başkan olmayı” yasaklamıştı ve de “ne
kadar doğru” yaptığı da “Ali Koç tablosu” ile ortaya çıktı!..
Ali Koç, “göreve geldikten sonra, ‘söz verdiklerini
gerçekleştirememeye başladığı’ andan itibaren” yerli yersiz
Galatasaray’ı ve onun yöneticilerini, hatta teknik adamını hedef
alarak açıklamalar yaptı, imalar yaptı, yaptı da yaptı…
İşte son örneği; “Kenan Evren Lisesinin Fenerbahçe’ye verilmesi” ve
de “O lisede okuyanların, onların ailelerinin ve Kenan Evren Lisesi
mezunlarının büyük tepkilerine karşı” Fenerbahçe Başkanı olarak
yaptığı açıklamada bile “Galatasaray’a resmen ve alenen ‘çamur
atmayı’ yeğliyor” ve bakın ne diyor:
“… Biz burada başka kulüplerde olduğu gibi malımız olmayan bir
şeyin karşılığında arazi almadık. Biz bir sürü fedakârlık yaptık.
Kenan Evren’de sadece 600 kişi okuyor. Biz hakkımızı aldık.”
O tarihî okulu “arazi” olarak görmek, bugüne kadar okuyan, mezun
olan binlerce ve binlerce “Kenan Evren Liseliyi yok saymak” ve de
“küçümseyerek” ne yazık ki “Sadece 600 kişi okuyor” diyebilmek; bu
nasıl bir insaftır?..
Kenan Evren Lisesinin “bir kulübün hakkı olduğu”, nerede yazılı,
kim söyledi; nereden çıktı?..
Hadi, devletin “iki okul binası, falan filan karşılığı olarak
verdiği b...