Trabzonspor Kulüp Başkanı Ahmet Ağaoğlu’nun Ümraniyespor ile
oynanan ve 0-0 berabere biten Ziraat Türkiye Kupası maçından sonra
söyledikleri yürekler acısıdır!..
Diyor ki Başkan; “UEFA’da bizim için verilen süre doldu. Kurulun
karşısına geçtiğiniz zaman önümüze üç yıllık bir tablo koydular.
‘2016 yılında bize verdiğiniz bütçenin 15 milyon avro dışında
kaldınız. 2017 yılında 22 milyon avro dışında kaldınız. 2018
yılında ise 5 milyon avroya düşürme sözü vermişken 50 milyon avro
ile karşımıza geldiniz” dediler. Üç yıllık programa uymadığınızda
ceza kuruluna sevk ediliyorsunuz ve UEFA’dan ceza alıyorsunuz.
Bütün bunları yapanların bunları düşünmesi lazımdı” dedi.
“Bütün bunları yapanların, bunları düşünmesi lazımdı”; sadece bu
cümle, sadece Trabzonspor’un değil, hemen hemen bütün
kulüplerimizin “borç batağı meselesinin şifresi” idi ve
kulüplerimizin “Benden sonra tufan” zihniyetiyle yönetilmesinin,
nelere mal olduğunu anlatan “en yalın” ifadesiydi.
“Gel, bol keseden harca, ye, iç, gez, yat, kalk, protokol
tribünlerine kurul, cumhurbaşkanlarıyla, bakanlarla, müsteşarlarla,
genel müdürlerle, valilerle, kaymakamlarla, belediye başkanlarıyla
‘Çat kapı’ görüşme imkânına kavuş, etiketini özel hayatın, özel
işlerin için anahtar gibi kullan, gazetelerin spor sayfalarında, TV
ekranlarında bol bol görün, kentinde bile zor tanınırken ülke
çağında ünlü ol ve borç gırtlağı aşınca bırak git”; hesap; o da
neymiş, ona ne?..
Peki, sorumlu kim; kulüpleri bu hâle getiren başkan ve yöneticiler
mi; elbette evet, ama sadece “onlar değil!..”
O başkan ve yöneticileri seçen, sonra da “ibra eden” kulüp
üyelerinin hiç mi sorumluluğu yok?..
Peki, kulüpleri denetlemesi gereken Futbol Federasyonu yönetimleri,
şimdiye kadar ne yaptılar; hiç!..
Peki, “Futbol özerk de olsa, kulüpleri mali ve idari denetlemeye
tabi tutmaları gereken” İçişleri ve Maliye Bakanlıkları, spor
teşkilatları ne yaptı, seyretmekten başka?..
Kulüplerin, hâlâ ve hâlâ “Dernekl...