Beklenen oldu; Federasyondan eyyam kararı çıktı; “Böyle
gelmiş böyle gidecek” sloganı bir defa daha futbolumuza damgasını
vurdu. Spor sayfalarına sızan “Hakem raporu”
haberlerini okuyunca, kendi kendime demiştim ki; “Maçı iptal eden
kararına bin pişman olmuş bir hakemin, şaşkınlık ve panik içinde
yazdığı bir rapor. Federasyona ‘şu kararı vermen lazım’ diye yol
gösterecek sebep, görüş yok bu raporda. Aksine ‘Ne karar verirsen
ver, beni de kendini de kurtar’ raporu bu!..”
“Bu raporu yazana” da hak vermemek ne mümkün; “Burası” Türkiye… Kim
bilir nerelerden ne baskılar, ne telefonlar geldi. Dahası, hakemlik
“profesyonellik” adı altında, öyle “yağlı bir kuyruk hâline
getirildi” ki, “bırakmayı, bıraktırılmayı göze almak”, kolay
mı?!.
Nitekim “beklenen” oldu; Federasyondan da “eyyam kararı” çıktı;
“Böyle gelmiş böyle gidecek” sloganı sporumuza, futbolumuza ve
yönetimlerine bir defa daha damgasını vurdu. Kısacası “Onlar erdi
muradına, biz bakalım sporumuzun, futbolumuzun benzer olaylarla
düşeceği yeni çukurlara!..”
Bu arada “kumpas, mumpas” dendi, diyenler, “kumpas olduğunu ortaya
koyacak” laftan öteye “ciddi bir delil” ortaya koyamadılar. Onca
insan gözaltına alındı, onca insanın “sanık ya da tanık olarak”
ifadeleri alındı, ama Emniyetimizden “kumpas olduğuna dair” ne bir
açıklama geldi, ne de anlı şanlı “polis muhabiri” arkadaşlarımız
bilgi sızdırabildi; yoksa “kumpas falan” diye bir şey mi yoktu,
gazetecilik mi?..
Ortada bir “acayiplik” vardı, ama nerede ve nasıl; işte onu anlayan
da, anlatan da yoktu. Ne var ki, basın toplantılarında, gazetelerin
spor sayfalarının köşe başlarında, TV ekranlarında ise “kahraman
edalılar” çoktu!..
Şimdi “savcılık ve mahkeme” sürecine girildi, bakalım ortaya “ne”
çıkacak?..
Ya, 6222 sayılı “Sporda şiddet” kanunu ve onun “değiştirilen”
devamına göre yargılanmaktan ve “birkaç kişiye sinek vızıltısı
cezadan” öteye “bir şey çıkmazsa” ne olacak; kulüp, takım,
ek...