Real Madrid maçı bitmiş, yarım saat geçmişti; telefonum çaldı.
Galatasaraylı bir meslektaşımdı. “Öcal Abi” dedi; “Fatih Terim’e
fazla mı güvendin acaba?..”
Bugüne kadar “yazdıklarımı” kastediyordu, dedim ki; “Hayır, hâlâ da
güveniyorum ve güvenmeye de devam edeceğim. Galatasaray futbol
takımını bu krizden çıkaracak olan da odur!..” “Bir sorum daha var”
dedi; “Kendisi bile ‘Sahada mücadele eden bir takım yoktu, utandık.
Ama sorumlu benim’ dedi. Hiç mi hatası, yanlışı olmadı? Bütün suç
oyuncularda mı?”
Cevabım net oldu, işte özeti; “Hataları da, yanlışları da var
elbette. En büyük hatası da ‘kendine olan sonsuz öz güveni’
sebebiyle, yapılan eleştirilere kulak tıkayarak, yaptığı
yanlışların, hataların üzerinde durmadan, o hataları, yanlışları
telafi edecek çözümleri bulmadan, ‘aynı’ oyuncularla, ‘başarılı
olmadığı görülen’ bir tertip ve taktikte ısrar ve de inat etmesi’
oldu. Beşiktaş maçından sonra ‘geniş bir rotasyon yapacağını
açıklamış’ ve Rizespor önünde de başlamıştı; öyle zannedildi. Ama
Real Madrid önünde ‘eskiye dönüldü’ ve 6-0 geldi; hezimet çok daha
farklı da olabilirdi. Ne var ki, “asıl dram” Galatasaray takımının
sahadaki futboluydu. Fatih Hoca’nın artık ortaya çıkan hata ve
yanlışlarında ısrar ve inat edeceğini sanmıyorum. Rotayı
düzeltecektir!..”
Evet, Real Madrid - Galatasaray maçında, “Topla oynamadaki, pas
sayısındaki” büyük farkın yanında, rakibin altı gole, bir altı gol
daha ekleyecek fırsatları, şutları karşısında sarı-kırmızılılar
“hücum gücü” bakımından 90 dakika boyunca Lemina’nın biri kafa iki
şutundan başka bir şey yapamamıştı. Zaten sahada “ne yaptığını
bilen” bir tek Lemina vardı, “Galatasaraylı” olarak!..
“O futbol” TV ekranlarında Prekazi’ye “Eski bir Galatasaraylı
futbolcu olarak utandım” dedirtti.
Tablo ortada;
1- G.Saray futbol takımında “takım disiplini” yok; herkes
“kafasına göre” takılıyor.
2 - Galatasaraylı oyuncular, 14 resmî maça ve onca hazırlık
karşılaşmasına rağmen, fizik k...