15 Temmuz darbe girişimine en başından buyana en ağır
eleştirileri yapanlardan biri oldum. Köşemden, FETÖ mensuplarının,
ülkemizi darbe sürecine sürüklerken istihbarat zaafını ve TSK
komuta kademesinin tedbirsizliklerini çok ağır cümlelerle
eleştirdim.
15 Temmuz darbe girişiminin üzerimizde oluşturduğu olumsuz etkiler
ve travmaları atlattıktan sonra, FETÖ mensuplarının ülkeyi darbe
sürecine sürükledikleri günleri ve sonrasını her boyutu ile
araştırdım. Tartışmaların merkezine taşınmak istenen Genelkurmay
Başkanlığı ve MİT Müsteşarlığının süreçteki durumunu didik didik
ettim. Vardığım sonuçları gerek ekranda gerekse çeşitli vesilelerle
farklı ortamlarda ve en önemlisi burada köşemde siz değerli
okuyucularımla paylaştım, paylaşmaya devam edeceğim.
Uzun görüşmeler, tecrübelerim ve ulaştığım tüm bilgi-belgeler, 15
Temmuz darbe girişiminin yaşandığı saatlerde Genelkurmay Başkanımız
Hulusi Akar, Genelkurmay 2’nci Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı ve
MİT Müsteşarımız Hakan Fidan ellerindeki tüm imkânlarla ve bütün
güçleriyle darbe girişimine karşı koymaya çalıştıklarını ortaya
koyuyor. Tüm tehditlere ve fiziki baskılara rağmen darbecilerle
asla iş birliği yapmamışlar. Ellerindeki sınırlı imkânları
kullanarak darbecileri vazgeçirmeye, ikna etmeye ve durdurmaya
çalışmışlar.