"Kutlu Doğum Haftası" ile ilgili tartışmayı anlamamakta hâlâ
ısrar edenler var. Konuyu başka mecralara çekmek isteyenler var.
Kutlu Doğum Haftası’na kimse karşı çıkmıyor.
Mütedeyyin-sıradan insanların hesapsız-kitapsız karşı çıktığı üç
nokta var. Tek kutlu doğum vardır o da Mevlit Kandilidir. Buna
alternatif bir kutlu doğum olamaz. Eğer içinde ‘Kutlu Doğum’
kelimesi geçiyor ise bu miladi takvime bağlanıp sabitlenemez.
Efendimizin doğum günü hicri Rebi’ul-Evvel ayının on ikinci
gecesidir. Bu kutlu geceyi de içine alacak ve hicri takvime göre
düzenlenecek bir Kutlu Doğum Haftası olmalı. Miladi takvime
bağlayıp 20-26 Nisan tarihleri arasına sabitlemek yanlış olur.
Tıpkı ramazan ayı gibi hicri takvime göre de her yıl bu tarih
değişir. Kutlu Doğum Haftası eskisi gibi Rebi’ul-Evvel ayında
yapılmalıdır. Eskiden olduğu gibi Mevlit Kandilini de içine alacak
şekilde Kutlu Doğum Haftası yapılmalı.
Nisan’a sabitlemek, hele hele FETÖ elebaşının doğum günü olan 27
Nisan’dan bir gün önce bitmesi yanlış. İnada gerek yok.
***
İkinci itiraz Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinin mecrasından
uzaklaştırılmasınadır. İşin sazlı-sözlü bir festivale
dönüştürülmesi Müslümanları rahatsız etmektedir. Yoksa sevgili
Peygamberimizin mesajlarının topluma ve dünyaya ulaştırılmasından;
bunun için paneller-konferanslar düzenlenmesinden kim rahatsız
olabilir?
Türkiye gazetesi, Efendimizin örnek hayatını; mesajlarını
Türkiye’den Çin’e, Bosna’dan Amerika’ya, Afrika’dan Moğolistan’a
kadar dünyanın dört bir yanına farklı dillerde ulaştırmak için
bugüne kadar yaklaşık