İran, Cumhurbaşkanı Ruhani’nin ılımlı tavrının da katkısıyla ABD
ve Batı dünyası ile nükleer enerjinin kullanımı konusunda anlaştı.
Son yılların en pasif ve en öngörüsüz ABD Başkanı olan Obama’nın
diyebiliriz ki tek başarısı Tahran’la bu sorunun çözümü konusunda
anlaşmaya varmış olmasıdır. ABD ve Batı dünyası İsrail’in nükleer
güce sahip olmasına ses çıkarmıyor. Hindistan, Çin, Almanya, Rusya,
ABD ve hatta belki Pakistan bombalara sahipler. Onlar da nükleer
bombaların varlığını dünya barışı için tehlike olarak görmeyen ABD
ve Batı dünyası, İran’ın nükleer enerjiyi barışçıl amaçlarla
kullanmasına bile tahammül edemedi. ABD ve AB; İsrail ve dünyadaki
güçlü İsrail lobilerinin baskıları ile yıllardır İran’a
katı-acımasız ve haksız ekonomik, insani, siyasi ambargolar
uyguladılar.
İran halkı bu ambargolardan çok çekti. ABD ve Batı Dünyası İran ile
ticaret yapan her ülkeyi, her şirketi neredeyse terörist ilan etti.
İran’ın doğalgaz ve petrol satışlarını engellediler. Dünyanın
birçok yerinde İran’a ait paralara el koydular. Bu ambargo İran
halkının günlük yaşamını; hayat standardını olumsuz etkiledi.
Dolayısıyla İran halkına haksızlık yapıldı. Son anlaşma ile bu
ambargoların kaldırılmasına karar verildi. Neyse ki millet olarak
komşumuz İran’a ve din kardeşimiz İranlıların yüzüne bakacak
yüzümüz var. Çünkü Türkiye ABD ve AB’nin tüm
baskılarına-tehditlerine ve zorlamalarına rağmen İran halkına
acımasızca uygulanan ambargoların çoğuna katılmadı.
Türk halkı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti en zor günlerinde
İran’ın, İran halkının yanında oldu. Tüm kısıtlamaların,
ambargoların kaldırıldığının söylendiği bu dönemde iki kez Tahran’ı
ziyaret etme imkânı buldum. Hakikaten ambargonun İran’ı ve İran
halkını çok olumsuz etkilediğine şahit oldum. İran’ın
yol-köprü-tünel-içme suyu, kanalizasyon, havalimanı, otel, hastane
gibi birçok altyapı yatırımına acilen ihtiyacı var. Bir ülke
düşünün ki petrolü var, zengin doğalgaz yatakları var. Ama
milyarlarca dolarına el konulduğu için yatırım yapamıyorlar. Müthiş
bir zulüm bu. Tahran’da her şeye ihtiyaç var. İran halkı medeni
dünyanın yaşadığı hayat standardını fazlasıyla hak eden bir
halk.
Tahran’daki tüm oteller İtalyan, Fransız, Rus, Çin, Türk ve Güney
Koreli iş adamları ile dolu. Boş yer bulmak çok zor. Anlaşmaya
varılması ve ambargonun kaldırılacağının ilan edilmesi ile birlikte
yabancı iş adamları Tahran’a akıyor. Herkes yatırım imkânlarını
araştırıyor. İran’da aklınıza gelebilecek her alanda yatırım imkânı
var. Ancak henüz ABD ambargonun kaldırılmasını tam olarak
uygulamaya koymadığı için yatırımcılar tedirgin davranıyor. ABD ve
Batı samimi olarak ambargoları kaldırılırsa ve İran’a uygulanan
bütün kısıtları bitirirlerse İran’ın para sorunu da yok.
Çin’den, Güney Kore’den, Kanada’dan iş adamları yatırım için
İran’da cirit atarken Türk iş dünyasının İran pazarı ile ilgili
çekingen davranmasını yadırgıyorum. İranlılar Türkleri seviyorlar,
Türkiye’ye müthiş bir ilgi duyuyorlar. Yatırımcı tercihinde de Türk
iş adamlarını, Türkiye’den giden yatırımcıları tercih ediyorlar.
Özellikle de Cumhurbaşkanı Sayın Ruhani’nin yatırımlarda Türklere
öncelik verilmesi-tercih edilmesi konusunda özel çabaları var.