Türkiye’de bir sistem sorununun varlığını kabul etmeyen yok.
Herkes, Türkiye’nin bir rejim sorununun olmadığını ancak ciddi bir
sistem sorununun varlığını kabulde hemfikir. Cumhurbaşkanının halk
tarafından seçilmesinden sonra mevcut sistem sorunu daha da
derinleşmiştir. Cumhurbaşkanı ile hükümetin yetki ve sorumlulukları
iyice birbirine karışmıştır. Cumhurbaşkanının halk tarafından
seçilmesi ile birlikte Türkiye fiilen ‘yarı başkanlık sistemine’
adım atmıştır. Gelinen noktada bu fiili durum ile anayasal durumu
uyumlu hâle getirme zorunluluğu kaçınılmazdır. Siyaset kurumu bu
sorunu artık parlamento çatısı altında daha fazla gecikmeden çözmek
mecburiyetindedir. Yani Türkiye bir karar verecek: Parlamenter
sistem ile mi devam edelim, yoksa başkanlık sistemine mi
geçelim?
***
Bunun kararını ne tek başına AK Parti, ne de tek başına CHP
verebilir. Bunun kararını millet verecektir. AK Parti’ye, MHP’ye,
CHP’ye hatta HDP’ye düşen görev bu sorunu milletin kararına sunup,
milletin verdiği karara saygı duymaktır.
***
Siyasetten çözüm beklerken bazı CHP’li sözcülerin açıklamaları beni
çok kaygılandırıyor. Milletin oyları ile seçilip meclise gelmiş bir
milletvekili, “Biz sağ olduğumuz sürece başkanlık sistemine
geçilmesine izin vermeyiz, müsaade etmeyiz. Unutsunlar bunu”
tarzında bir cümleyi nasıl kurar?