Hep böyle oluyor. İttifakta, tıkanıklık veya ağırdan alma yaşandığında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli isteklerini dile getiren açıklamalar yapıyor. Genellikle de şaşırtan önerilerde bulunuyor. Ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la acil bir zirve planlanıyor. Ve sonra, bakanlar, bürokratlar ve siyasiler talimat beklemeye başlıyor.
Bu kez konular çok net; “AİHM kararına rağmen cezaevinde tutulan Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması, İmralı’ya parlamenterlerden oluşan bir heyet göndermek için AKP’nin irade ortaya koyması, DEM’lilerin dile getirdiği yasal düzenlemeler ve cezaevindeki mahkumlarla ilgili adımlar atılması…”
Herkes ikili zirvenin ardından gelecek talimatları bekliyor. Son dört gün içinde yaptığımız yoklamalarda henüz bu konuların hiçbiriyle ilgili bir işaret görülmedi. Sadece, Erdoğan’ın son MYK toplantısının açılışında söylediği, “Sayın Bahçeli ile görüştükten sonra önümüzdeki hafta bakacağız” sözlerinden yola çıkarak yorumlar yapılıyor.
“Bahçeli’nin ısrarının dozu İmralı kararını belirleyecek” diyen AKP’lilerin açılımın geleceğiyle ilgili yorumları şöyle:
- MİT ve Dışişleri Bakanlığı’nın açılımda atılacak adımlar konusunda siyasiler gibi düşünmediği öne sürülüyor. Bu da hükümetin yavaş hareket etmesi sonucunu doğuruyor. Konu sürekli, Suriye ve SGD gerçeğine, PKK’nın elindeki silah gücüne, envanterlere dayandırılıyor.
- Devlet Bahçeli’nin tutumuyla ilgili sıkıntılı analizler var. ‘Önce Bahçeli açıklama yapıyor. Ardından hükümetin ona uygun adım atması bekleniyor. Bu sürekli bir hal alınca rahatsızlık yaratıyor. Her konu Bahçeli’nin ön alımıyla başlatılıyor’ yorumları yapılıyor. Hükümetin inisiyatif kaybetmiş görüntü verdiği iddia ediliyor.