Nilgün Cerrahoğlu Cumhuriyet Gazetesi

Yine bir mart ayı...

Sevgili Ahmet, yine bir mart ayı ve sen, yine cezaevinden, Silivri’den çıkıyorsun... Gazeteciler için bu giriş çıkışlar artık maalesef öyle olağan bir hal aldı ki, özgürlüğüne...

11 Mart 2018 | 106 okunma

Sevgili Ahmet, yine bir mart ayı ve sen, yine cezaevinden, Silivri’den çıkıyorsun...
Gazeteciler için bu giriş çıkışlar artık maalesef öyle olağan bir hal aldı ki, özgürlüğüne kavuştuğun ilk anlarda hemen “Altı yıl önce yine bir mart ayında buradan çıkmıştım. Bugün yine bir mart ayı” demişsin...
Mevsimler geçiyor, yıllar devriliyor; üzerimizdeki baskı dağılmıyor.
Baktım geçen çıkışınla bu çıkışın arasında, sakallarına kır düşmüş.
Sevgili Murat’ın gür saçları ise bembeyaz olmuş.
Genç iki insan, saçınızı, sakalınızı demir parmaklıklar ardında ağarttınız sonuçta.
Dolayısıyla, haklısın.
“Sevinmeyin! Sevinecek ne var?” diyorsun...
Görüşleri nedeniyle özgürlüklerinden alıkonulan insanların; en doğal haklarına, sanki bir “lütuf bahşedercesine” kavuşturulmalarının nesine sevinelim hakikaten?
Mahkeme başkanı kararı açıklarken bir de üstüne, “Murat Sabuncu Boğaz’ı görmek istiyormuş, gitsin görsün!” demiş.
Annen için, “Ahmet Şık’ın annesi ermişmiş, onu üzmeyelim!” diye konuşmuş.
“Kaptanlar gemiyi en son terk eder!” hükmüyle de beri yanda Akın Atalay’ı alıkoymuş. Zaytung şakası gibi
Haberi ilk gördüğümde önce “Zaytung şakası” sandım.
Ama doğruymuş.
Özgürlükle tutsaklık arasındaki fark Türkiye’de böyle işte bir Zaytung esprisi kadar hafif ve absürt olabiliyor.
Bu nedenle se...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
1921 Anayasası mı dediniz? 21 Nisan 2024 | 181 Okunma Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024 | 561 Okunma 31 Mart’ın bahsi 07 Nisan 2024 | 92 Okunma Kesik kulağın mesajı 31 Mart 2024 | 212 Okunma Sevgiliye Mektuplar 24 Mart 2024 | 74 Okunma